Yazarlar
Suriye’de, Şam’a yakın bir yerleşim yeri olan Daraya’da 2013 ile 2016 yılları arasında her anlamda olağanüstü bir şey yaşandı. Bir taraftan şehir bombalarla yıkıldı, bir yandan da “umut etmek” deyimini somut, elle tutulur bir şey hâline getiren gelişmeler vardı.
Daraya bombalanmaya başladığında, halkın büyük bir kısmı göç etmek zorunda kaldı. Ancak gidemeyecek durumda olanlar, uzunca bir süre evlerinin bodrum katlarında veya sığınaklarda yaşamaya devam etti. 14 yaşındaki Amjad ve arkadaşlarının da hayatları, bombardımanın kesildiği zamanlarda sığınaktan çıkıp ihtiyaçlarını gidermek ve sonra hemen geri dönmek pratiğine kısa zamanda dönüştü. Onlar, bu rutini kıran önemli bir adım attılar. Yıkılmış evlerin arasında gezerken gördükleri kitapları toplamaya başladılar. Bunları yine yıkılmış bir evin bodrum katına taşıdılar. Kısa bir sürede 14 binden fazla kitap toplanmıştı. Çevredeki mobilyalar, eski koltuklar, minderler de bu yeni kütüphanenin ilk eşyaları oldu. Haberi olanların da buldukları kitapları getirmesiyle sığınak, zengin bir kütüphaneye dönüştü.
Molozlar arasından çıkan kitapları tek tek silen, derme çatma raflara dizen, memleketlerine savaş dışında büyük bir gündem maddesi veren bu arkadaş grubunun hikâyesini, bölgede görev yapan gazeteci Mike Thomson haber yaptı. Ardından da “Syria Secret Library” isimli kitapta gördüğü bu olağanüstü organizasyonu ayrıntılarıyla anlattı. Bu kitaptan yola çıkarak yapılan bir belgesel ve yazılan bir çocuk kitabı da var. Ancak yine de pek çoğumuz bu hikâyeyle hiç karşılaşmadık.
“Haber değeri”, haberciliğin hem akademik hem de pratik alanında en fazla tartışılan kavram. Konunun haber yapmaya değer olduğunu belirleyen etkenler, her haber merkezi için değişiklik gösterse de konu savaş veya çatışma olduğunda ölüm, göç, bombardıman, şiddet içeren “an”lar ön plana çıkıyor. Bu yazının konusu olan kütüphane de sınırlı sayıda habere konu olmuştu. Arşiv taramalarında, Türkçe yayın yapan internet sitelerinde yalnızca 2-3 yerde rastlayabiliyoruz.
“Nour’s Secret Library”, kütüphaneyi anlatan çocuk kitabı. Yazar Wafa Tarnowska, çocuklara anlatılması en zor konuyu, savaşı oldukça ustaca ele alıyor. Kitap, savaştan hemen önce gündelik hayatın normal seyri içinde başlıyor. Böylece savaşla birlikte değişen pratikleri görmek de hedef kitle olan çocuklar için kolaylaşıyor.
“Meyve bahçeleri tatlı, kokulu bir kemer gibi bu şehri çevreliyor, sokakları gül kokusu dolduruyordu. Ancak bir gün şehir, kokusunu kaybetmeye başladı. Savaş kokulu tanklar, gürültüyle kapılarını çalıyordu.”
Saklambaç oynayan, ağaçlara tırmanan, dedektif olmayı düşleyen, kendi aralarında kulüpler kuran çocukların hayatı birden, onlarca kişiyle paylaştıkları bir sığınakta devam etmeye başlıyor. Bu değişimin hızı ve yıkıcılığı, kütüphanenin kurulma hikayesini de daha anlamlı kılıyor. Savaşa dair anlatının ateşkes saatlerinde yiyecek bulmak için sığınaktan çıkmak, kitaplarla karşılaşmak ve onlardan yeni bir dünya kurmak, üstelik “devam eden bir savaşın içinde, eskiye benzeyen bir dünya kurmak” şeklinde verilmesi, savaşların insani ve kültürel olarak neyi yok ettiğini işaret etmesi açısından oldukça önemli.
“… kütüphane, şehirdeki en iyi saklanan sır olarak kaldı. Bu çocuklar, kitaplarıyla sohbet etti. Gizli kütüphane onların, savaş denizindeki güvenli limanları hâline geldi. Onları, parlak, yeni bir şafağa taşıdı.”
2016 yılında, şehirlerini terk etmek zorunda kalan Amjad ve arkadaşları, dünyanın farklı yerlerinde mülteci olarak yaşamlarını sürdürüyor. Savaş, onları önce kendi memleketlerine sonra da dünyaya yabancılaştırdı. Kendi ülkemizde yaşayan Suriyeli mültecilere karşı zaman içinde değişen bakış açısından yola çıkarak, bu güzel çocukların da göç ettikleri yerlerde neler yaşadığını tahmin etmek zor değil. Mike Thomson kitabında, çocuklardan birinin, “Birden duvarlardan bilim ve fikir aşkı uçuşmaya başladı. Bu kitap senfonisi kalbimizi sakinleştirdi. Kütüphanemiz meleklerin buluştuğu bir yerdi. Ne zaman içeri girsem onlarla uçtum.” dediğini aktarıyor.
Bu muhteşem hikâyeyi zaman zaman hatırlamak hepimize iyi gelecek. En azından Suriyelilerin ve yeryüzünde savaş sebebiyle yerlerinden edilmiş tüm mültecilerin kalpleri “uçuşana” kadar…