Yazarlar
“Politikacıların, “Mültecileri göndereceğiz” şeklindeki söylemleri çözüm olmadığı gibi hukuka da aykırıdır. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, düzensiz yollarla dahi olsa sığınma amaçlı ülkeye girenlere yasal koruma sağlamakta ve bu kişilerin sınır dışı edilmelerini yasaklamaktadır.”
Geri Göndermeme İlkesi (Non-refoulement), 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin getirdiği en önemli uygulamalardan biridir. 1951 Cenevre Sözleşmesi 33. Maddesi’nde mülteci ve sığınmacıların zulüm tehlikesinin olduğu yerlere geri gönderilmesi yasaklanır.
Bu ilke, sığınmacıların ırk, din, milliyet, belli bir sosyal gruba veya politik görüşe mensubiyetlerine dayalı muhtemel zulüm tehlikesi ile karşılaşacakları ülkelere gönderilmesini engeller. Bu ilke aynı zamanda uluslararası eğilim hukuku kapsamındadır. Mültecilerin Statüsüne İlişkin 1951 Tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne veya 1967 Protokolü’ne taraf olmayan devletler için bile geçerlidir.
2022 yılında 124 bin sığınmacı zorla geri gönderildi
Türkiye İçişleri Bakanlığı geçen yıl 124 bin sığınmacıyı geri gönderdiğini açıkladı. Bunların 59 bini, Suriye’de savaşın sürdüğü, Esad güçlerinin sürekli saldırısı altında olan ama adına “güvenli bölge” denen bölgelere gönderildi.
Yine 30 bine yakın Afgan sığınmacı, tüm dünyanın ibretle izlediği, kadınlara hayatın her alanını yasaklayan, kırbaç ve idam cezalarını halka zorla izlettiren bir rejime, Taliban’ın Afganistan’ına gönderildi.
Suriye’ye gönderilen kişilerin, gönderildikleri “güvenli bölge”de ev yok, iş yok, can güvenliği yok. Ama İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı, “gönüllü geri dönüyorlar” demekte bir beis görmüyor.
Halbuki geri gönderilenlerin bir kısmı tekrar Türkiye’ye dönüyor, elbette tehlikeli ve epeyce maliyetli yollardan.
Geri Gönderme Merkezleri (GGM) korkulan kurumlar haline geldi
Geri gönderilenlerin önemli bir kısmına zorla “gönüllü dönüş” belgesi imzalatılıyor. Nisan ayında İzmir GGM’de yaşananlar bunun bir örneği. Afgan sığınmacılara, belgeleri imzalamak istemedikleri halde zorla, şiddet uygulanarak, fiziksel zor kullanılarak belgelere parmakları bastırıldı. İnsan hakları ihlali olan bu durumun dışarıdan duyulmaması için de bu tarihten sonra telefon hakları verilmedi ve tecrit edildiler.
Türkiye’deki bütün GGM’lerde bu tip insan haklarına aykırı uygulamalar duymamız sıradanlaştı.
“Gönüllü geri dönüş” evraklarının bu şekilde zorla, imzalatılması insan haklarına ve mülteci hukukuna aykırı olduğu gibi toplu bir geri gönderme işlemi hukuka da aykırı. Uluslararası hukuk ve Türkiye hukuk mevzuatında düzenlenen ve göç hukukunun temel ilkelerinden olan “geri gönderme yasağı” ilkesi uyarınca “mülteci” konumunda olan kişileri geri göndermek mümkün değil. “Mültecileri göndereceğiz” söylemi ve bu söylemi uygulamak insan haklarına aykırı.
Türkiye’nin de imzacısı olduğu, BM Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Sözleşmesi’ndeki maddelere göre, sınır dışı edilme işlemlerine karşı dava açılması durumunda bu işlemler durur. İtiraz veya yargılama süreci sonuçlanıncaya kadar ilgili kişinin ülkede kalışına izin verilir. Ancak bu açık hükümlere rağmen geri gönderme uygulamaları ile açıkça sözleşmenin ve yasanın ilgili maddelerine aykırı davranılıyor.
GGM’lerde sığınmacılar adalete erişimde büyük sorunlar yaşıyor
Görevlilerin, kanun uyarınca GGM’de bulunan yabancılara, haklarına ilişkin gerekli aydınlatmaları yapmaları, ihtiyacı olanlara tercüman sağlamaları zorunlu. Baroların adli yardım bürolarından avukatlar, isteyen sığınmacılara ücretsiz avukatlık hizmeti verebilir. Ancak çok az sığınmacı bu konularda bilgilendiriliyor. Yine GGM yetkilileri, avukatların görevlerini yapması konusunda çok çeşitli engeller çıkarıyor.
Geri göndermelere son verilmeli
Son genel seçimde maalesef siyasetçilerin çoğu göçmen düşmanı politikaları öne çıkardı. Göçmen düşmanı politikalar, mültecilerin Türkiye’de yaşam haklarını tehlikeye atıyor. “Mültecileri göndereceğiz” şeklindeki söylemler çözüm olmadığı gibi hukuka da aykırıdır. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, düzensiz yollarla dahi olsa sığınma amaçlı girenlere yasal koruma sağlamakta ve bu kişilerin sınır dışı edilmelerini yasaklamaktadır.
Afgan ve Suriyeli sığınmacılar olmak üzere, hiçbir sığınmacı geri gönderilmemeli. Sığınmacıların anlamlı ve ikna edici bir hukuki gerekçe olmaksızın gözetim altına alınarak geri gönderme merkezlerine gönderilmesi uygulamasına son verilmeli. Geri Gönderme Merkezleri, şeffaf bir işleyişe kavuşturulmalı ve insan haklarına uygun çalışan kurumlar haline getirilmeli.