Haberler
Göçmenlerin Gündemi (8 - 14 Eylül)

8 Eylül
DURUŞMAYA ÇAĞRI: GAZİANTEP’TEKİ IRKÇI VAHŞETİN DURUŞMASI 17 EYLÜLDE
9 Ocak 2024’te Gaziantep’te korkunç bir olay yaşandı. 15 yaşındaki Suriyeli erkek çocuk A.Z. korkunç bir işkenceye maruz kaldı. Yetişkin şahıslar tarafından planlı bir şekilde okuldan kaçırıldı, üç kişi tarafından dövüldü, poşet yakıp damlatarak yakıldı, vücudunda sigara söndürüldü ve makatına anahtar sokuldu. Sonra da kırsalda ölüme terkedildi. İşte bu vahşi olay ile ilgili yargılama başladı.
Gaziantep 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 3. duruşması 17 Eylül 2025 Çarşamba günü saat: 14.00’te yapılacaktır.
İnsan Hakları kuruluşları, mülteci hakları kuruluşları, çocuk hakları kuruluşları, baro temsilcileri vb. ilgili kişi ve kuruluşlarının ilgisinde olan dava, kamuoyu vicdanını sızlatan bu korkunç caniliğin yargı önünde adaletle sonuçlanması için takip ediliyor.
Detaylı bilgi almak isteyenler mağdur çocuğun avukatları ile irtibat kurabilir.
Av. Rumeysa Kabaoğlu Tel: 0539 866 18 89
Av. Sümeyye Kurşun Tel: 0541 470 20 60
10 Eylül
Sosyal yardım alan sığınmacılarda Türkler ilk sırada (DW Türkçe)
Almanya'da devletten sosyal yardım alan sığınmacıların sayısında 2024 yılında bir önceki seneye kıyasla yüzde 10 düşüş kaydedildi.
Federal İstatistik Dairesi'nin verilerine göre, geçen yıl Almanya'da düzenli olarak sosyal yardım alan sığınmacıların sayısı 52 bin 700 azalarak, 461 bin olarak belirlendi.
Bu sosyal yardımlar, Almanya'da ikamet eden ve gereken şartları sağlayan yabancılara veriliyor. İltica başvurusunda bulunanlara, temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik düzenli yardımların yanı sıra hastalık, hamilelik ve doğum gibi durumlarda özel yardımlar da sağlanıyor. 2024 yılında özel yardım alanların sayısı 252 bin 300 oldu.
Federal İstatistik Dairesi'nin verilerine göre 2024 yılı sonu itibarıyla düzenli olarak sosyal yardım alan sığınmacıların yüzde 64'ünü erkekler oluşturuyor. Yüzde 29'u ise 18 yaş altında.
Sosyal yardım alanların yüzde 15'i Türkiye'den geliyor
Düzenli sosyal yardım alan sığınmacıların geldikleri ülkelere bakıldığında ise Türkiye ilk sırada yer alıyor. Buna göre, sosyal yardım ile geçinen iltica başvurusunda bulunan kişilerin yüzde 15'i Türkiye'den geliyor. Bunu yüzde 14 ile Suriye ve yüzde 11 ile Afganistan'dan gelenler izliyor.
2023 yılında ise sosyal yardım alan sığınmacılar arasında ilk sırayı Suriyeliler oluşturuyordu.
Ukraynalılara 6,3 milyar euro ödendi
2024 yılında devletten yardım alanların yüzde 5'i yani yaklaşık 25 bin 200'ü ise Ukrayna'dan geldi. 2022 yılında Rusya'nın Ukrayna'yı işgale başlaması sonrasında Almanya'ya gelen Ukraynalılar, sığınmacı statüsünde bulunmuyor. Ukraynalılar özel bir düzenleme ile sosyal yardım hakkından yararlanıyor.
Bu düzenleme, iş buldukları takdirde Ukraynalılara Almanya'da çalışma imkanı sağladı. Geçimlerini sağlayacak bir iş bulamayanlara ise Alman vatandaşlarının da yararlandığı sosyal yardım ödeneği olan Vatandaşlık Parası verildi. Ancak Başbakan Friedrich Merz liderliğindeki koalisyon hükümeti 1 Nisan 2025 tarihinden sonra Almanya'ya gelen Ukraynalılara Vatandaşlık Parası yerine sığınmacıların aldığı daha düşük miktardaki sosyal yardımın verilmesini planlıyor. Almanya'da halen 200 bini çocuk olmak üzere yaklaşık 700 bin Ukraynalının Vatandaşlık Parası alma hakkı bulunuyor. Almanya'da 2024 yılında Ukraynalılara toplam 6,3 milyar euro ödeme yapıldı.
Avrupa Birliği'ne iltica başvuruları düştü
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile karşılaştırıldığı zaman Almanya artık en çok iltica başvurusunun yapıldığı ülke değil. Avrupa Birliği Sığınma Ajansı'nın (EUAA) verilerine göre, 2025 yılının ilk yarısında Almanya'da sadece 70 bin iltica başvurusu yapıldı. Buna göre, 78 bin sığınmacının başvurduğu Fransa ve 77 bin iltica başvurusunun kayıtlara geçtiği İspanya'nın ardından Almanya üçüncü sırada yer aldı.
EUAA, Avrupa Birliği genelinde Haziran ayının sonuna kadar yaklaşık 400 bin iltica başvurusunun yapıldığını, bunun 2024 yılının ilk altı ayına kıyasla yüzde 23 daha az olduğunu bildirdi. Malta merkezli EUAA, bu düşüşte Suriye'de Beşar Esad rejiminin çökmesinin etkili olduğunu belirtiyor.
https://www.dwturkce1.com/tr/sosyal-yard%C4%B1m-alan-s%C4%B1%C4%9F%C4%B1nmac%C4%B1larda-t%C3%BCrkler-ilk-s%C4%B1rada/a-73951976
11 Eylül
Serbestiyet’in Gözünden Suriye-2: 64 yıl sonraki ilk serbest seçimler nasıl yapılacak? – Bülent Şahin Erdeğer (Serbestiyet)
Suriye’de 8 Aralık 2024’te yaşanan devrim yeni soruları gündeme getirdi. İktidarı devralan Heyetu Tahriri Şam’ın (HTŞ) ideolojik kökenleri Selefi İslamcılığa dayanıyor. Dolayısıyla haber dizimizin ilkinde anlattığımız arka plandan miras kalan çok yüklü birçok sorun ve kelimenin sözlük anlamıyla enkaza dönüşmüş olan ülkede nasıl bir politik sistemin tesis edileceği merak konusu.
Suriye Afganistan’da 2021’de yönetimi ele geçiren Taliban gibi “İslâm Emirliği” modeli Sünni İslamcı bir teokrasi mi kuracak yoksa 61 yıllık tek parti diktatörlüğünün ardından demokrasiyle uyumlu bir devlet mi inşa edecek? Suriye’nin yeni rejiminin siyasi düzenine dair ilk sinyaller seçim sisteminin niteliği ile doğrudan bağlantılı.
Devrimin 1. Yıldönümü yaklaşırken ülke batıda Arap Alevi/Nusayrilerin yoğunlukla yaşadığı Sahil, Kuzey-Orta ana gövdede Sünni Arap ve Türkmenlerin yoğunlukla yaşadığı Halep-Hama-Humus-Şam-Dera, Dürzilerin yoğunlukla yaşadığı Süveyda ve SDG Kontrolündeki Rojava şeklinde 4 parçaya fiilen bölünmüş durumda. Merkezi iktidar orta hattı kontrol etmekte ve batı bölgeyi kısmen kontrolü altında tutmakta. Ayrıca yetişkin Suriyeli mülteci/sığınmacı sayısı yaklaşık 3,6 milyon. 2024 Suriye Parlamentosu Seçimleri nde kayıtlı seçmen sayısı 19,200,325 kişiydi. Esad rejimini protesto ettiğinden ya da oy veremediğinden katılım %38’de kalmıştı. Yeni düzenin tesisi için 4 yıllık bir geçiş dönemi öngörülüyor. Bu süreçte de halkoyuyla seçilecek Halk Meclisi yasama işlevi görecek.
İşte tüm bunları Suriye Halk Meclisi Seçimleri Yüksek Komitesi Sözcüsü Nawar Najmeh (Nevvar Necme) ile konuştuk. Najmeh bir Hristiyan. Paris’te tıp eğitimi almış olan ve aslında Şam’da tanınmış bir radyoloji hekimi olan Najmeh bizi özel kliniğinde ağırladı.
Kota Sistemi yok
Najmeh’nin anlatımına göre Lübnan’da ya da Irak’ta karşılaştığımız gibi etnik ya da mezhep kimliklerine bölünmüş bir kota sitemi Suriye’de uygulanmayacak.
Geçiş süreci 4 yıl içinde tamamlanacak
Suriye’nin 14 vilayetinden 11’inde Halk Meclisi seçimleri için alt komite üyeleri anayasal yeminlerini ederek, 15-20 Eylül tarihlerinde yapılacak seçimler için resmi olarak görevlerine başlamanın önünü açtılar.
Halk Meclisi seçimleri Şam, Şam Kırsalı (güney), Halep (kuzey), İdlib (kuzeybatı), Humus, Hama (merkez), Deyri Zor (doğu), Dera, Kuneytra (güney), Tartus ve Lazkiye (batı) illerinde gerçekleştirilecek.
Suveyda (güney), Rakka ve Haseke (kuzeydoğu) illerinde ise seçimler ertelendi.
Najmeh, illerdeki seçim bölgeleri alt komitelerinin üyelerinin çalışmalarına başladıklarını söyledi.
Seçimler şeffaf gerçekleşecek
Najmeh, alt komitelerin seçimlerin şeffaflığı ve tarafsızlığı açısından büyük önem taşıdığını ve komitelerin zor ama tarihi bir görevle karşı karşıya olduğunu vurguladı. Bu komitelerin seçimlerde Suriye halkının beklentilerini karşılayacağını umduğunu dile getirdi.
Suveyda, Rakka ve Haseke illerinde siyasi ve güvenlik nedenleriyle seçimlerin ertelenmesine ilişkin olarak Najmeh, bu kararın bu illerdeki Suriye vatandaşlarının haklarını korumak için alındığını belirtti.
Geçtiğimiz Haziran ayında, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, 11 üyeden oluşan ve Taha el-Ahmed başkanlığındaki Halk Meclisi Seçimleri Yüksek Komitesi’ni kuran bir kararname yayınladı ve Halk Meclisi’ndeki sandalye sayısını 150 olarak belirledi. Komite başkanı Muhammed Taha el-Ahmed ise Temmuz ayında koltuk sayısının 210’a çıkarılacağını, üçte birinin doğrudan Şara tarafından atanacağını ve üçte ikisinin seçileceğini duyurdu.
27 Ağustos’ta Suriye Cumhurbaşkanı, Halk Meclisi üyelerinin üçte ikisini seçmek için geçici seçim sistemini onaylayan bir kararname yayınladı.
Kararnamede seçim süreciyle ilgili koşullar, Halk Meclisi ve ilgili komitelerin üyeleri için gereklilikler ve seçim organı ve seçim komitelerinin üyeliği için koşullar belirtilmişti.
Seçim süreci nasıl işleyecek?
Geçmişte Suriye halkına karşı suç işlemiş ya da da Esad rejimi ile bağlantılı kişiler aday olamıyor. Kararnamedeki şartlar şöyle: “Temiz sicile sahip, iyi şöhretli, küçük düşürücü bir hüküm giymemiş, yasal, fiziksel ve zihinsel yeterliliği olan, 25 yaşını doldurmuş olmak”
Yüksek Seçim Komitesi tarafından belirlenen seçim takvimi şöyle:
“İl komisyonlarının kurulması bir hafta, seçici kurul önerileri 10 gün, itiraz süresi 5 gün, aday başvuruları 3 gün, seçim kampanyaları 7 ila 10 gün olacak. Adaylarla seçici kurullar arasında kapalı oturumlarda tartışma programları da düzenlenecek. Bu münazaralarda adaylara ekonomi, dış politika ve toplumsal konulara dair sorular yöneltilerek yeterlilikleri değerlendirilecek.”
Yüksek Seçim Komitesi, temmuzda cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanan seçim taslağına göre, illerde 2011’deki nüfus sayımına dayanarak en az üç üyeden oluşan seçim alt komisyonları kuracak.
Nüfusu 600 bini aşan bölgelerde her 250 bin kişi için ek üye belirlenecek, alt komisyonların ardından kurulacak bölgesel itiraz komisyonları aracılığıyla da vatandaşlar, üyeliklere itiraz edebilecek.
İtiraz sürecinin tamamlanmasının ardından alt komisyonlar, her ilde ilgili bölgeye tahsis edilen her sandalye için milletvekili adayı olabilecek 50 kişilik seçici kurul üyelerini belirleyecek.
Halk meclisine milletvekili adaylığı yalnızca seçici kurullar içinden mümkün olacak. Oy kullanacak kişiler de bu kurulların üyeleriyle sınırlı kalacak.
2011 nüfus verilerine göre, illeri temsil edecek toplam 210 milletvekili adayından 140’ının alt komisyonlar tarafından seçilmesi planlanırken, 70 milletvekili cumhurbaşkanı tarafından atanacak.
Suriye’de Halk Meclisi üyelerini seçmek için 15-20 Eylül tarihleri arasında dolaylı seçimlerin yapılması bekleniyor. Bu, Esad rejiminin devrilmesinden bu yana ilk seçim olacak.
Najmeh, “Seçim alt komitesinin başkanı, seçim sürecinden ve meydana gelebilecek her türlü ihlalden sorumludur” dedi. Najmeh ayrıca, seçim bölgelerinde avukatların bulunmasını ‘önemli ve benzeri görülmemiş bir adım’ olarak değerlendirdi.
Temyiz komitelerinin seçmenlerin uygunluğuna ilişkin kararlar verdiğini açıklayan Najmeh “Geçici seçim sistemi, Suriye içinde veya dışında, seçim bölgelerindeki merkezlerde oy kullanabilecek seçmenler arasında ayrım yapmıyor” dedi.
Esad rejimi döneminde Halk Meclisi doğrudan Baas Partisi kadrolarından ve tek adama bağlılık esasında belirleniyordu. Ardından da zaten sonucu belli olan mizansen Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılıyordu.
Geçiş sürecinde 64 yıl sonra ilk kez demokratik bir deneyim yaşayacak olan Suriye için geçiş dönemi seçimlerinin şeffaf ve bağımsız gerçekleşmesi bu açıdan önemli. Suriye’de çok partili sistemin işlediği son seçim, 1–2 Aralık 1961 tarihlerinde yapılan parlamento seçimiydi. Bu seçim, 1963 Baas darbesinden önce yürürlükte olan çok partili sistem içinde gerçekleştirildi.
Böylece yeni Şam yönetimi hem Suriye kamuoyuna hem de Dünyaya ne derece otoriter olup olmadığını kanıtlama imkânı bulmuş oluyor. 4 yılın ardından çok partili demokratik hayata ve çok adaylı Cumhurbaşkanlığı seçimlerine geçiş sözü veren Şam yönetiminin bu sözü ne denli tutup tutmadığını ise zaman gösterecek.
https://serbestiyet.com/featured/serbestiyetin-gozunden-suriye-2-64-yil-sonraki-ilk-serbest-secimler-nasil-yapilacak-218394/
14 Eylül
Nana’nın arkadaşlarından çağrı: Eğitim hakkını gasp etmeyin (Bianet)
İstanbul Üniversitesi öğrencileri, Beyazıt Kampüsü’nde yaptıkları basın açıklamasıyla yüksek lisans öğrencisi Nanaxanim Babazade’nin (Nana) derhal serbest bırakılmasını talep etti.
Öğrencilerin aktardığına göre, Edebiyat Fakültesi yüksek lisans öğrencisi Nanaxanim Babazade, 6 Ağustos’ta Göç İdaresi’ne işlemler için gittiğinde polisler tarafından okulda çekilen görüntüler kullanılarak tehdit edildi. Arkadaşları hakkında yalan beyanda bulunmayı reddeden Babazade, 21 Ağustos’ta Kadıköy’de gözaltına alındı.
Açıklamada, Babazade’nin gözaltı sürecinde işkenceye uğradığı, çıplak arama uygulamasına maruz bırakıldığı ve daha sonra Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) götürüldüğü belirtildi.
İki gün sonra Çatalca GGM’ye nakledilen Babazade’nin, burada 24 gündür vegan beslenme ihtiyacı karşılanmadı, suya erişimde dahi sorun yaşadı. Öğrenciler, Babazade’ye “gönüllü geri gönderme formu”nu imzalatmak için baskı yapıldığını da belirtti.
“Yemekhane eylemi gerekçe gösteriliyor”
Açıklamada, Babazade’nin dosyasında, geçtiğimiz yıl yemekhane zamlarına karşı yapılan ses çıkarma eyleminin gerekçe gösterildiği kaydedildi. Öğrenciler, bu eylem nedeniyle Babazade hakkında “yabancı terörist savaşçı” (YTS) koduyla işlem yapıldığını, bunun hukuksuz ve keyfi bir uygulama olduğunu savundu.
İstanbul Üniversitesi yönetiminin göçmen öğrencilerden yüksek öğrenim için ağır ücretler talep ettiğini, buna karşı haklarını savunan öğrencileri ise baskıyla sindirmeye çalıştığını öne süren açıklamada “Üniversiteye polisleri sokarak öğrencilerin fişlenmesine yol açan yönetim, bugün doğrudan Nana’nın yaşadığı mağduriyetin sorumlusudur” denildi.
Öğrenciler, Babazade’nin kadın ve göçmen kimliği üzerinden baskı altına alınmaya çalışıldığını dile getirerek, Azerbaycan’a geri gönderilmesinin hayatını tehlikeye atacağını söyledi. Açıklama, “Nanaxanim Babazade serbest bırakılsın! Eğitim haktır, gasp edilemez!” sloganıyla sona erdi.
https://bianet.org/haber/nananin-arkadaslarindan-cagri-egitim-hakkini-gasp-etmeyin-311479