Haberler

Göçmenlerin Gündemi (7 – 13 Nisan)

Göçmenlerin Gündemi (7 – 13 Nisan)
18.04.2025

7 Nisan

Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı sohbet odası düzenledi

Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı, öldürülen Afgan işçi Nourtani’nin davsı ile ilgili bilgilendirme yapmak için sohbet odası düzenledi. Sohbette Ömer Taş, Şamil Özçelik, Yıldız Önen ve ailenin avukatı Kerim Bahadır Şeker konuşma yaptılar. Konuşmaları aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz.

https://x.com/Goc_Dayanisma/status/1901279577671971302

 

8 Nisan

Almanya mülteci programını askıya aldı (DW  Türkçe)

Almanya, savaş ve zulüm gibi nedenlerle ülkelerinden kaçan, başka ülkelerde kalma imkânı olmayan mültecilerin yeniden yerleştirilmesini kapsayan programı geçici olarak dondurdu. İçişleri Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Hrıstiyan Birlik Partileri (CDU-CSU) ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında süren koalisyon görüşmeleri nedeniyle UNHCR ile yürütülen yeniden yerleştirme programı kapsamında şu an için yeni kabuller yapılmayacağını duyurdu.

Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF) tarafından Mart ayında UNHCR'ye iletilen ve Alman basın ajansı dpa tarafından elde edilen belgede, yeni hükümet kurulana dek prosedürlerin durdurulduğu ve yeni başvuru alınmayacağı belirtildi. Ancak süreci ileri aşamaya gelmiş bazı dosyaların istisna olarak değerlendirilebileceği kaydedildi.

Almanya, 2024 ve 2025 yıllarında toplam 13 bin 100 mülteciyi kabul etme taahhüdünde bulunmuştu. UNHCR verilerine göre bugüne kadar yalnızca 5 bin 61 kişi Almanya'ya kabul edildi. Bu sayıya, 2016'daki AB-Türkiye anlaşması kapsamında Türkiye'den kabul edilen Suriyeli mülteciler de dahil.

Yeniden yerleştirme programı kapsamında, UNHCR tarafından belirlenen ve ilk sığındığı ülkede uzun vadeli kalamayacak durumda olan mülteciler, Almanya gibi ülkeler tarafından kabul ediliyor. Alman yetkililer, mülteciler henüz bulundukları ülkedeyken mülakat yapıyor ve güvenlik kontrolleri gerçekleştiriyor. Almanya'ya bu yöntemle kabul edilen mülteciler, iltica başvurusu yapmak zorunda kalmıyor. Bunun yerine, doğrudan üç yıllık oturma izni alıyorlar. Başarılı entegrasyon durumunda ise kalıcı oturum hakkı elde edebiliyorlar.

Afganistan için ek 12 bin kişilik kontenjan

Almanya, yeniden yerleştirme programına ek olarak 2022'den bu yana Afganistan'dan özellikle risk altındaki kişiler için her yıl 12 bin ek kontenjan tanıyor. Ancak CDU-CSU ve SPD'nin koalisyon müzakerelerinde, bu tür gönüllü ulusal kabul programlarının aşamalı olarak sonlandırılması ve yeni programların başlatılmaması yönünde uzlaşı sağlandığı bildirildi.

UNHCR Almanya Sözcüsü Chris Melzer ise yeniden yerleştirme programının bu geçici duraklamadan sonra yeni hükümetle birlikte devam edeceğini tahmin ettiklerini belirtti.

Almanya, yıllık ortalama 5 bin kişilik kabul kapasitesiyle ABD ve Kanada'nın ardından yeniden yerleştirme programı kapsamında en fazla mülteci kabul eden üçüncü ülke konumunda bulunuyor. Bu çerçevede kabul edilen mültecilerin çoğu daha önce Türkiye, Mısır, Ürdün, Kenya, Libya ve Ruanda gibi ülkelerde bulunuyordu.

Trump endişesi: ABD geri çekilirse program çöker mi?

Yardım kuruluşları, yeniden yerleştirme programının en büyük destekçisi olan ABD'nin programdan çekilme ihtimali nedeniyle endişeli. ABD, programla yerleştirilen mültecilerin yaklaşık üçte ikisini kabul ediyor. Biden yönetimi 2024 yılı için 125 bin kişilik bir taahhütte bulunmuştu. Ancak selefi Donald Trump, göreve geldiği gün bu programı durdurmuştu.

UNHCR, dünya genelinde yeniden yerleştirme ihtiyacı olan mülteci sayısını 2,9 milyon olarak açıklıyor. Bu sayı, kurumun koruması altındaki toplam 29 milyon mültecinin yalnızca yüzde 1'ine denk geliyor. Bu programa genellikle dul kadınlar, refakatsiz çocuklar, işkence mağdurları, engelli bireyler ve acil sağlık yardımı ihtiyacı olanlar başvurabiliyor.

BAMF Başkanı'ndan tartışma yaratan teklif

Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF) Başkanı Hans-Eckhard Sommer, Mart sonunda Konrad Adenauer Vakfı'nın düzenlediği bir etkinlikte yaptığı konuşmada, Almanya'nın bireysel iltica sistemine bağlı kalmaması gerektiğini savundu.

Sommer, bunun yerine daha büyük çaplı, organize ve insani kriterlere dayalı kabul programlarının hayata geçirilmesini önerdi. Ayrıca kişilerin yalnızca insani durumlarına değil, iş gücü piyasasına entegrasyon potansiyellerine göre de değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Sommer’in önerdiği sisteme göre, Almanya'ya yasa dışı yollarla gelen kişilerin artık kalma hakkı olmayacak. Açıklamaları sivil toplum kuruluşları tarafından tepkiyle karşılanan Sommer, konuşmasında görüşlerinin BAMF'ı değil, kişisel deneyim ve değerlendirmelerini yansıttığını vurguladı.

https://www.dwturkce1.com/tr/almanya-m%C3%BClteci-program%C4%B1n%C4%B1-ask%C4%B1ya-ald%C4%B1/a-72175016

 

10 Nisan

Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı’ndan katledilen işçi Nourtani’nin davasına çağrı (Enternasyonal Dayanışma)

Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı, dün İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde Zonguldak’ta kaçak kömür madeninde çalışırken öldürülen Afganistanlı mülteci işçi Vezir Mohammad Nourtani cinayetine ilişkin davanın 6. duruşması öncesi bir basın açıklaması düzenledi.

Irkçılık karşıtları herkesi davayı izlemeye, Nourtani ailesine destek vermeye çağırdı.

Nourtani’nin ölümüne ilişkin, Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 11 Nisan’da yapılacak duruşmasında karar çıkması bekleniyor.

Adalet talebine güç katmaya çağırıyoruz

Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı tarafından yapılan basın açıklaması şöyle:

“Nourtani’nin öldürülmesini ‘iş kazası’, bedenini ‘delil’,  yakılmasını ise ‘delil yok etme’den ibaret gören değerlendirmelerde bulunulmuş olması, davanın cezasızlıkla bitirileceği yönündeki endişeleri artırmıştır. Nourtani davasında adalet isteyen herkesi duruşmayı izlemeye ve adalet talebine güç katmaya çağırıyoruz.

Yargılama sırasında; olaydan bir hafta önce Nourtani’den böbreğini satmasının istendiği ve bu cinayetin bu nedenle işlenmiş olma ihtimali olduğu eşi tarafından dile getirildi. Ancak ceset yakıldığı için bu durum tespit edilemedi. Yakılma olayının Nourtani hayattayken mi öldükten sonra mı gerçekleştiği konusunda da net bir sonuca varılamadı.

Maden ocağı sahiplerinin benzin aldığı görüldü

Nourtani’nin ne zaman ve ne şekilde öldüğü veya öldürüldüğü netlik kazanmadı. Yargılama sırasında  sanıkların fikir ve eylem birliği ile hareket ettikleri, olay yerine ambulans çağırılmadığı, “hastaneye götürürsek başımız belaya girer”, “Bu adamın kimliği yok, Afgan zaten, yakalım” diyerek götürüp yaktıkları sanık beyanları ile ortaya çıkmış olmasına rağmen; savcılık iddialarını iş kazası sonucu ölüm üzerinden temellendirdi.

Savcılık mütalaasında; hâlihazırda tutuklu bulunan kaçak maden ocağının sahipleri, eski MHP Gelik Belde Başkanı Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Sercan Kayabaş için “bilinçli taksirle öldürme” suçundan iki yıldan altı yıla kadar, Nourtani’nin bedenini yakanlardan biri olan tutuklu sanık Ahmet Aydın ve Eray Demiro için “suç delillerini yok etme” suçundan altı aydan beş yıla kadar, diğer bir suç ortağı olan, kömür ticareti işiyle uğraşan Alaattin Çayırlı için ise “bildirim yükümlülüğünün ihlali” suçundan bir yıla kadar hapis ya da adli para cezası istedi.

Mütalaa sonrası ortaya çıkan yeni görüntülerde ise, Nourtani’nin eşyalarının, o işbaşı yaptıktan çok kısa bir süre sonra yakıldığı, kaçak maden ocağının sahiplerinin benzin aldığı görülmektedir.

Mütalaanın bu yeni delillerle yeniden düzenlenmesi, karar verilirken bu görüntülerin de esas alınması gerekir.

Ayrıca, ocakların denetimlerini yapması gereken Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK)’nun kaçak ocaklarda yeterli denetim yapmadığı ve bu suretle çalışanların iş güvenliği koşullarından yoksun çalışma ortamlarında çalışmak zorunda kaldıkları gerçeği üzerinden, Mahkemenin karar verirken, kamu kurumlarının bu sorumluluğunu da göz önünde bulundurması gerekmektedir.

Vezir Mohammad Nourtani’nin, kaçak ocak patronları tarafından “harcanabilir işçiler” olarak görülen ve yaşamına kastedilen binlerce göçmenden biri olduğunu, patronların gözünde işçilerinin yaşamının kaçak madenlere kesilen para cezasından daha ucuz olduğunu, göçmen bir işçinin bedeninin yakılmasının hastaneye götürülmesinden daha kolay göründüğünü biliyoruz.

Sanıklar hakkında çıkacak karar, emsal oluşturacak

Hiçbir işçi sağlığı ve güvenliği önlemini yerine getirmemek, işçileri sigortasız çalıştırmak, her tür denetimden kaçınmak üzere, ülkeyi yönetenlerin de göz yummasıyla kaçak ocak işleten patronların, işçileri bizzat yakarak öldürse dahi cezalandırılmak istenmediği bu düzeni kabul etmiyoruz.

Bu davada, sorumlular ve sanıklar hakkında çıkacak adaletli bir kararın, bundan sonraki tüm maden ocağı işletmecileri için de emsal oluşturacağını biliyoruz.

Katledilen göçmen işçiler için davanın takipçisi olmaya çağırıyoruz

Göçmen ve Mülteci Dayanışma Ağı olarak; Herkesi, Nourtani için adalet talebiyle, cinayetten sorumlu tüm faillerin hak ettikleri cezaları alması için, Nourtani’nin katillerinin yargılandığı davanın 11 Nisan 2025 günü Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek 6. Duruşmasına katılmaya, tüm kamuoyunu, ölüme mahkûm bir yaşam dayatılan ve katledilen göçmen işçiler için davanın takipçisi olmaya çağırıyoruz.”

https://enternasyonaldayanisma.org/2025/04/11/gocmen-multeci-dayanisma-agindan-katledilen-isci-nourtaninin-davasina-cagri/

 

10 Nisan

Harmony Projesi, Nourtani için video yayınladı

Vezir Muhammed Nourtani, çalıştığı kaçak madenin sahipleri tarafından cesedi yakılan bir Afgan göçmen işçi. Deliller Nourtani'nin bir böbreğinin olmadığını ve bedeni yakıldığında hayatta olabileceğini, yani bunun bir iş kazası değil cinayet olduğunu işaret ediyor.

Olayın üzerinden 1,5 yıl geçti ve mahkeme yarın, 11 Nisan günü. Bu davadan çıkacak emsal karar, benzer olaylarda adaletin sağlanmasına adına öncülük yapabilir.

https://www.instagram.com/reel/DIRVONRNC0W/?igsh=MWhkYTRsZmYyMjkzeQ%3D%3D

 

11 Nisan

Steinmeier: Almanya'nın göç ve göçmenlere ihtiyacı var (DW Türkçe)

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Köln'de Alman vatandaşlığına geçenler için düzenlenen törende, göç ve göçmenlerin Almanya için taşıdığı öneme ilişkin mesajlar verdi.

Almanya'nın geleceği için göçün önemli olduğuna vurgu yapan Steinmeier, "Evet, Avrupa'ya göç için daha net kurallara ihtiyacımız var, ancak gerçek şu ki Almanya göç ve göçmenlere muhtaç olmaya devam edecek" dedi.

Cumhurbaşkanı Steinmeier, "Onlar olmasaydı ülkemiz pek çok bakımdan daha yoksul olurdu, aynı zamanda iyi bir gelecek için çok daha az fırsatlarımız olurdu" diye konuştu.

Uzun süredir Almanya'da yaşayan ve yaşamaya devam etmek isteyen göçmenlerin Alman vatandaşlığına geçmesini "önemli ve doğru" olarak nitelendiren Steinmeier, "Vatandaşlığa geçtikleri takdirde tam anlamıyla buranın bir parçası oluyorlar" sözlerine vurgu yaptı.

Konuşmasında Alman vatandaşlığına geçenlerin aynı zamanda ülkenin tarihi mirasını da devraldığını kaydeden cumhurbaşkanı, "Her Alman Auschwitz'i ve Auschwitz'i nelerin mümkün kıldığını bilmelidir" dedi.

Geçen yıl vatandaşlık yasasında yapılan reformlar, Almanya'ya iyi uyum sağlamış kişilerin üç yıl gibi kısa bir sürede Alman vatandaşlığına geçmesine imkan sağladı.

Ancak Hristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) partileri ve SPD'nin koalisyon hükümeti kurmak için sağladıkları uzlaşıda buna imkan tanıyan ve "turbo vatandaşlık" olarak nitelendirilen bu düzenlemenin iptal edilmesi öngörülüyor.

https://www.dwturkce1.com/tr/steinmeier-almanyan%C4%B1n-g%C3%B6%C3%A7-ve-g%C3%B6%C3%A7menlere-ihtiyac%C4%B1-var/a-72213771


 

11 Nisan

Katledilen işçi Vezir Mohammad Nourtani davasının karar duruşmasında, Nourtani ailesinin avukatı salondan çıkarıldı! (T24)

Zonguldak'ta kaçak madende çalışan ve yakıldığı adli tıp raporunca tespit edilen Afgan işçi Vezir Mohammad Nourtani'nin duruşmasında gerginlik yaşandı. Nourtani ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker, Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada duruşma salonundan çıkarıldı.

T24'e bilgi veren Şeker, şunları söyledi:

"Nourtani ailesinin durumundan söz ediyordum. Gecekonduda yaşadıklarından, durumlarının zor olduğundan. Ben savunmamı yaparken sanık avukatlarından biri araya girerek 'Bu avukat aklımızla alay ediyor, bizimle dalga geçiyor' sözleriyle savunmamı kesti. Bunun üzerine ben de 'Sıra sana da gelecek' deyince mahkeme başkanı 'tehdit' ettiğim gerekçesiyle beni salondan çıkardı. Ben de 'Benim sözlerim kayda geçiriliyor neden savunmamı kesen avukatın sözleri kayda geçirilmiyor?' diye itiraz ettim. Şu anda salondan çıkarıldım ve savunma yapamayacağım."

Ne olmuştu?

Zonguldak’ta ruhsatsız işletilen bir maden ocağında kayıtsız ve güvencesiz çalıştırılan Afganistanlı mülteci işçi Vezir Mohammad Nourtani 9 Kasım 2023’te kaçak maden ocağı sahipleri tarafından öldürülmüş ve cenazesi yakılmış halde ormanda bulunmuştu. 

Bunun üzerine jandarma, soruşturma sonrası Nourtani’nin çalıştığı maden ocağının sahibi Enver G. ile birlikte ona yardım ettiği iddia edilen beş kişiyi gözaltına almıştı.

Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı cinayete ilişkin hazırladığı iddianamede Adli Tıp Kurumu’nun otopsi raporuna da yer vermişti. Otopsi raporunda Nortani’nin iç organlarının yanmış olduğu ve sol böbreğinin olmadığı tespit edilmişti.

https://t24.com.tr/haber/katledilen-isci-vezir-mohammad-nourtani-davasinin-karar-durusmasinda-nourtani-ailesinin-avukati-salondan-cikarildi,1231981

 

12 Nisan

Katledilen işçi Nourtani davasında ödül gibi ceza: “Tüm sanıklar 3 ay sonra tahliye olabilecek” (Enternasyonal Dayanışma)

Zonguldak’ta yanmış cesedi bulunan, kaçak ocakta çalışan Afgan maden işçisi Vezir Mohammad Nourtani’nin ölümüne ilişkin davanın karar duruşması Zonguldak Adliyesi’nde görüldü. Sanıklar, iş kazası sonucu ölüme sebebiyet verdikleri gerekçesiyle ceza aldılar.

Oysa, Zonguldak’ta ruhsatsız işletilen bir maden ocağında kayıtsız ve güvencesiz çalıştırılan Afganistanlı mülteci işçi Vezir Mohammad Nourtani 9 Kasım 2023’te kaçak maden ocağı sahipleri tarafından öldürülmüş ve cenazesi yakılmış halde ormanda bulunmuştu. 

Bunun üzerine jandarma, soruşturma sonrası Nourtani’nin çalıştığı maden ocağının sahibi Enver G. ile birlikte ona yardım ettiği iddia edilen beş kişiyi gözaltına almıştı.

Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı cinayete ilişkin hazırladığı iddianamede Adli Tıp Kurumu’nun otopsi raporuna da yer vermişti. Otopsi raporunda Nortani’nin iç organlarının yanmış olduğu ve sol böbreğinin olmadığı tespit edilmişti.

Savcılık, geçen yıl Mart ayında hazırladığı iddianamesinde 6 şüpheli hakkında “iştirak halinde kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası istemiyle dava açmıştı. Ancak son mütalaasında, suçlamayı iş kazası sonucu ölüme sebebiyet vermeye çevirdi. Mahkeme de bu suçlama üzerinden sanıkları cezalandırdı.

Maden ocağının sahipleri Hakan Körnöş ve Enver Gideroğlu taksirle öldürme suçundan 5 yıl 8 ay, Körnöş’ün kuzeni Ahmet Aydın delil karartma suçundan 4 yıl 6 ay ceza aldı. Ocak çalışanları Sercan Kayabaş, Eray Demiro ve Alaattin Çayırlı ise delil karartma suçundan 2’şer yıl hapis cezası aldı. Çayırlı’nın cezası 1/6 oranında indirilerek 1 yıl 8 aya düşürüldü. Mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

Nourtani ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker karar duruşmasından çıkartıldığı için mağdur tarafın savunması yapılamadan karar çıkarken, avukat Şeker, “tüm sanıkların 3 ay sonra tahliye olabileceğini” söyledi.

Avukat Şeker: Bir geyiği vursanız 4 yıl ceza alırsınız, bir insanı yakarak öldürüp 5 yıl 8 ay aldılar

Nourtani ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker, caydırıcı bir karar olmaması nedeniyle bu kararın Zonguldak’taki kaçak maden ocaklarında cinayetlerin devam edeceği anlamına geldiğini belirtti.

Şeker, “Bir geyiği vursanız 4 yıl ceza alırsınız, bir insanı yakarak öldürüp 5 yıl 8 ay aldılar. 3 ay sonra bu kişiler tahliye edilecek. Bu, Zonguldak’ta kaçak maden ocaklarındaki cinayetlerin bitmeyeceği anlamına geliyor” diye konuştu.

Davayı takip eden DEM Parti Milletvekili Özgül Saki ise başından sonuna taraflı bir yargılamanın yapıldığını ve hukukun katledildiğini ifade etti.

Nourtani’nin eşi Meliki: Bu mahkemeye boşuna geldim, her konuşmak istediğimde susturuldum

Nourtani’nin eşi Qamer Gul Meliki, “Mahkemede herkes konuşuyor, tutanak altına alınıyordu. Ben her konuşmak istediğimde susturuldum. Bu mahkemeye boşuna geldiğimi düşünüyorum. Para teklif ettiler. Kabul etmedim. Mahkeme hakkımızı verir dedik” dedi.

https://enternasyonaldayanisma.org/2025/04/12/katledilen-isci-nourtani-davasinda-odul-gibi-ceza-tum-saniklar-3-ay-sonra-tahliye-olabilecek/

 

13 Nisan

Yeni Alman hükümetinden göçte sertleşme: Sınır dışılar yolda (DW Türkçe)

Almanya'da Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ile Sosyal Demokrat Parti'den (SPD) oluşan yeni hükümet Mayıs ayı başında yemin ederek görevine başlayacak. Yeni hükümette başbakanı da çıkaracak olan Hristiyan Birlik bloğunu oluşturan merkez sağcı ve muhafazakâr CDU ile CSU, öncelik taşıyan konularda en kısa sürede acil programlar başlatarak icraata geçileceğini duyurdu. Ayrıca bu bağlamda en kısa zamanda Afganistan ve Suriye'ye sınır dışı uçuşlarının da başlayacağı açıklandı.

CDU Genel Sekreteri Carsten Linnemann, kamu yayıncısı ZDF kanalında katıldığı programda, kurulan yeni hükümetin acil planlarını 10-12 haftada hayata geçireceğini, böylece derhal çözüm bekleyen sorunların yaz ayında atılacak adımlarla giderilmeye başlanacağını dile getirdi. Linnemann, bunun yapılmasıyla ülkede "bambaşka bir havanın" hâkim olacağını savundu. Son kamuoyu yoklamaları, seçimlerden birinci güç olarak çıkan CDU ve CSU'dan oluşan Hristiyan Birlik bloğunun oy kaybettiğini, hatta aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin gerisine düştüğünü gösteriyor. 

CDU'nun parlamento grup idari yöneticisi Thorsten Frei da Tagesspiegel gazetesine verdiği mülakatta Afganistan ve Suriye'ye yakın zamanda sınır dışı uçuşlarının başlayacağını duyurdu. Frei, yaz başlamadan, hakkında sınır dışı bulunan çok sayıda kişinin sınır dışı edileceğini aktardı.

Kurulan yeni koalisyonun, üzerinde anlaşma sağladığı sözleşmenin göç politikası konusunda bir dönüm  noktası oluşturuacağını da savunan Frei, hakkında Almanya'yı terk kararı bulunan vatandaşlarını almayan üçüncü ülkelere yaptırımlar uygulanacağını da duyurdu. "Üçüncü ülkelerin vatandaşını geri alması için müzakere edeceğiz, bunu kabul etmeyenlere de kalkınma yardımı veriliyorsa onu kısarak ya da daha az vize vererek yaptırım uygulayacağız" diye konuşan Frei, müstakbel Başbakan Friedrich Merz'in (CDU) sağ kolu olarak görülüyor ve yeni hükümette Başbakanlık Dairesi Şefi olması bekleniyor.

Merkel'in kuralları değiştirdiği dönem öncesine dönüş 

CDU'nun sadece Bavyera'da örgütlü olan kardeş partisi CSU'nun Genel Başkanı Markus Söder de göçün sınırlandırılmasının yeni hükümetin en önemli başarısı olduğunu vurguladı. Welt gazetesine konuşan Söder, hudutlardan geri çevirmeler ve kontrollerin artırılmasıyla ve suç işlemiş kişilerin sınır dışı edilmesiyle eski başbakan Angela Merkel'in kuralları değiştirdiği dönemin öncesine dönüş yapılacağını kaydetti. Markus Söder ve CDU'dan daha muhafazakâr olan partisi CSU, CDU'lu Angela Merkel'in göç konusunda izlediği ılımlı çizgiyi başından itibaren reddetmiş, 2015/2016'daki mülteci krizi döneminde de kapıların yüz binlerce Suriyeli sığınmacıya açılmasına karşı çıkmıştı.

Bu arada Söder, yeni hükümetin Ukraynalı sığınmacıların haklarına da sınırlama getireceğini belirtti. Buna göre Ukrayna'dan yeni gelecekler Alman vatandaşlarının sahip olduğu ve tek yaşayan bir kişi için ayda 563 euro olan vatandaşlık yardımını alamayacak. Almanya, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasıyla başlayan savaş üzerine Almanya'ya gelen ve sayıları 1,2 milyon olarak tahmin edilen Ukraynalı sığınmacılara diğer mültecilerden farklı olarak düşük mülteci desteği yerine görece yüksek vatandaşlık yardımı veriyor.

SPD'den de göçe dair sert açıklamalar

Birlik Partileri ile koalisyon kuran SPD'nin Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil da Bild gazetesine verdiği demeçte, partisinin büyük ortağı olduğu bir önceki koalisyon hükümeti döneminde de Afganistan'a sınır dışı uçuşları yapıldığını vurgulayarak yeni koalisyon ortakları CDU ile CSU'nun konuya ilişkin açıklamalarını destekledi. 

"Yeni sınır dışı uçuşları yapılması konusunda karar aldık" diyen Klingbeil, Suriye'ye yönelik sınır dışılara ilişkin "Doğru zaman geldiğinde Suriye'ye sınır dışı uçuşlarına da başlayacağız. Oradaki durumu izliyoruz. Suriye'ye uçuşlar yapılması kabul edilir hale geldiğinde oraya da uçuşlar yapılacak" dedi. Ancak Klingbeil, koalisyon ortaklarından farklı olarak bu konuda zaman belirtmekten kaçındı.

SPD Eş Genel Başkanı ve Meclis Grup Başkanı Klingbeil'a göre, geri göndermeler daha çok Almanya'nın sınırlarında yaşanacak. "Sınırlardan daha çok geri gönderme yapılabilmesi için de daha çok hudut kontrolleri yapılacak" ifadelerini kullanan Klingbeil'in adı, kurulmakta olan yeni hükümette Başbakan Yardımcılığı ve Maliye Bakanlığı görevleri ile anılıyor.

Almanya'da kurulan CDU/CSU - SPD koalisyonunda Başbakanlık görevini CDU'lu Friedrich Merz üstlenecek. 5 Mayıs'ta Başbakan seçiminin yapılması sonrasında kabinede yer alan bakanların isimleri de resmen açıklanacak.

https://www.dwturkce1.com/tr/yeni-alman-h%C3%BCk%C3%BCmetinden-g%C3%B6%C3%A7te-sertle%C5%9Fme-s%C4%B1n%C4%B1r-d%C4%B1%C5%9F%C4%B1-u%C3%A7u%C5%9Flar%C4%B1-yolda/a-72222028