Haberler
Göçmenlerin Gündemi (6 - 12 Ocak)

6 Ocak
Tanju Özcan göçmen düşmanlığı için hukuku çiğnediğini itiraf etti (Enternasyonal Dayanışma)
CHP’li ırkçı Bolu Belediye başkanı Tanju Özcan, göçmenlere yönelik ırkçı uygulamalarının hukuksuz olduğunu, onlara “gidin” mesajı verme amacı taşıdığını itiraf etti.
Daha önceki yıllarda Sığınmacı Hakları Platformu başta olmak üzere birçok insan hakları aktivisti Özcan hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Bunlardan sonuç çıkmamıştı. Şimdi ise Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.
Tanju Özcan: Suriyelilerin ruhsatlarını hukuksuz şekilde iptal ettim, baktım yargıya gitmiyorlar sularına 10 kat zam yaptım
Fatih Altaylı’nın YouTube programına konuk olan CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Suriyelilere ilişki politikalarının hukuksuz olduğunu itiraf etti.
Özcan şunları söyledi: “Yeterince yardım alıyorlar devletten, Bolu Belediyesi bütçesinden tek kuruş yardım yapmayacağım dedim. Tabelaları bir gecede kaldırdım, ruhsatlarını da hukuksuz bir şekilde iptal ettim. Tabi o zamanki güçle, dalgayla dava da açamadılar. Şu an Bolu’da bir tane Arapça tabela yok.
İdari yargıya gitselerdi belki kazanırlardı ama siyasette en güçlü olduğunuz zaman yeni seçildiğiniz zamandır. Bir şok dalgası yarattı, anlayamadılar ne olduğunu. Sonra baktım yeterince gidiş yok. Kendim hukukçuyum; nikah ücretlerine, sularına 10 kat zam yaptım. Bu da yasal değildi. Bunun da idare mahkemesine giderse döneceğini biliyordum. Tarife yürürlüğe girmeden de döndü zaten.”
Tanju Özcan’a soruşturma açıldı
Adalet Bakanı Tunç, Özcan’a soruşturma açıldığını duyurdu. Bakan Yılmaz Tunç sosyal medya hesabından “Bolu Belediye Başkanı hakkında ülkemizdeki Suriyelilerle ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştır” dedi.
Daha önce Sığınmacı Hakları Platformu aynı konuda suç duyurusunda bulunmuştu
Sığınmacı Hakları Platformu, göçmenlere karşı ırkçı uygulamalarda bulunan, ırkçı saldırıları kışkırtan ve teşvik eden Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan hakkında, 2022 yılı Şubat ayında suç duyurusunda bulunmuştu. Ancak suç duyurusu hakkında savcılık takipsizlik kararı vermişti.
İstanbul’da suç duyurusu yapılmıştı
Sığınmacı Hakları Platformu aktivistleri önce Çağlayan Adliyesi’ne giderek, Bolu Savcılığı’na iletilmek üzere suç duyurularında bulunmuştu. Ardından adliye önünde bir basın açıklaması yapıldı.
Avukat Gülden Sönmez, Tanju Özcan’ın işlediği birden fazla suçun yasalarda karşılığını açıklayarak, suç duyurularının içeriğini anlattı.
Ardından yapılan basın açıklamasını Yıldız Önen Türkçe ve Taha El Gazi Arapça olarak okudu.
Sığınmacı Hakları Platformu’nun basın açıklaması metni şöyleydi:
Bolu belediye Başkanı Tanju Özcan nefret ve ayrımcılık suçlarından yargılanmalıdır.
Suriye’de 2011 yılında başlayan savaşta, bugüne kadar 600.000’e yakın sivil katledildi. Altı milyondan fazla Suriyeli ülke içinde yerlerinden edilirken, 5 milyondan fazlası da güvenlik endişesi ile ülke dışına göç̧ etti. Suriye’deki hak ihlalleri ve işlenen suçlarla ilgili BM İnsan Hakları Soruşturma Komisyonu (UN Human Rights Council’s Commission of Inguiry) bugüne kadar çok sayıda rapor ve basın açıklaması yayımladı. Öte yandan Uluslararası Af Örgütü, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) ve Human Rights Watch gibi uluslararası insan hakları örgütleri ile Syrian Network for Human Rights (SNHR) ve Syrian Observatory for Human Rights (SOHR) gibi Suriyeli insan hakları örgütleri de yayınladıkları bilgi, belge ve raporlarla Suriye’de işlenen savaş̧ suçlarını ortaya koydular.
Suriye rejimi kullanılması yasak silahlar kullandı; misket bombası veya petrol varillerinin ve yemek kazanlarının içine 1.000 kilograma kadar cam parçaları, çiviler ve patlayıcılar doldurularak elde edilen varil bombaları, rejim tarafından sivil halkın yoğunluklu olarak bulunduğu okul, hastane, pazar yeri gibi yerlere atıldı. Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporlarında, 2012-2015 yılları arasında rejimin 5.150 varil bombasıyla 12.179 kişiyi öldürdüğü ve ölenlerin %96’sını sivillerin oluşturduğu bildirildi.
Suriye’deki en önemli ihlallerden birini ortadan kaybetme veya insan kaçırma suçları oluşturuyor. Uluslararası kuruluşların rakamlarına göre, Suriye’de 95.056 kişi kayıp. 18 Ocak 2014’te, Suriye’de 13 yıl boyunca olay yeri uzmanı olarak adli suç vakalarının fotoğraflarını çeken “Sezar” kod adlı askerî polisin 11.000 kişiye ait 55.000 fotoğrafı , “zorla kaybedilen” kişilerin akıbetiyle ilgili en çarpıcı delillerden biri oldu. Uzmanlar tarafından yapılan incelemeler neticesinde aralarında kadın ve çocukların da olduğu 11.000 kişinin sistematik işkence, aç bırakma gibi yöntemlerle öldürüldükleri tespit edildi.
Suriye’de, BM organları ve sivil toplum örgütleri tarafından kadınlara yönelik şiddet ve istismarın bir savaş̧ silahı olarak kullanıldığı rapor edildi. Suriye’de muhalif olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan kadınların ve kız çocuklarının erkek akrabaları, onların gözleri önünde öldürüldü; çok sayıda kadın ve kız çocuğu da tecavüz edildikten hemen sonra katledildi. Bunlar ve daha birçok savaş̧ suçu ve insanlığa karşı suç̧ tarifine giren suçlar Suriye savaşı sırasında işlendi.
Suriyeliler tüm bu korkunç savaş koşullarından hayatta kalma ve korunabilme adına, çevre ülkelere sığındılar. Lübnan, Ürdün, Türkiye’ye sığınanlar olduğu gibi birçok Avrupa ülkesine de sığınanlar oldu.
Sığınma hakkı temel yaşam ve insan haklarındandır. İnsancıl hukuk mevzuatı, bir savaş ve çatışmanın tarafı olsun olmasın, tüm devletlere sığınmacıların mültecilerin yaşamlarının korunması sorumluluğunu verir.
Sığınmacıların hakları; 1951 Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi, 1967 Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin New York Protokolü ve Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu başta olmak üzere, gerek uluslararası hukuk kurallarıyla, gerekse iç hukuk mevzuatıyla korunmaktadır. Suriyeli sığınmacılar, hukukun temel ilkeleri ve mevcut normları ile yasal olarak koruma altında olmalarına rağmen, özellikle sosyal medya üzerinden sürekli olarak saldırıya ve nefret söylemlerine maruz bırakılmaktadır.
Bolu Belediye başkanı Tanju Özcan’ın söz ve eylemleri, insan hakları ihlali, ayrımcılık ve nefret temelli suçların odağı haline gelmiş, bu kişi gerek evrensel hukukun ve gerekse de yürürlükteki hukukun hükümlerini çiğneyerek çok sayıda ve çok boyutlu suçu alenen işlemiştir. Adı geçen kişi, bu suçları kamu gücünü kullanma makamında olması ve söz konusu suçların önemli bölümünü basın ve yayın yoluyla işlemesi, hak ihlallerinin etkisini ve tahribatını artırmaktadır. Halkın bir bölümünü kin ve düşmanlığın hedefi haline getiren bu suçlara karşı hukukun gereklerinin gecikmeksizin uygulanması, adaleti ve toplumsal barışı yargısal temelde korumanın da bir gereğidir.
Duyurusunu gerçekleştirdiğimiz suçlar:
Nefret ve Ayrımcılık (TCK m.122)
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma (TCK m.123)
Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama (TCK m.216)
Görevi Kötüye Kullanma (TCK m.257)
Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi (TCK m.113)
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali (TCK m.117)
Savcılıkça re’sen tespit edilecek diğer suçlar
Tanju Özcan hakkında 2 Şubat Çarşamba günü bireysel suç duyurularımızı adli makamlara teslim ettiğimizi kamuoyuna duyururuz. Suç duyurusu metni ektedir, İsteyen tüm yurttaşlarımız, ekli dilekçeyi imzalamak ve adli makamlara iletmek suretiyle bireysel suç duyurusunda bulunabilirler.
Sığınmacı Hakları Platformu - 2 Şubat 2022
https://enternasyonaldayanisma.org/2025/01/06/tanju-ozcan-gocmen-dusmanligi-icin-hukuku-cignedigini-itiraf-etti/
6 Ocak
Babaları öldü anneleri sınır dışı edildi... 5 yetim çocuk Türkiye'de kimsesiz kaldı – Feyza Nur Çalıkoğlu (Karar)
Suriye iç savaşı esnasında ağır bombardıman altında kalan Halep’ten 2014 yılında ayrılarak yasal yollarla Türkiye’ye giriş yapan Fatim el Musa, eşi ve beş çocuğuyla birlikte İstanbul’da ikamet ediyordu. Aile geçici koruma kapsamında verilen oturma iznine sahip.
Ekim ayının sonunda çocuklarıyla alakalı bir konu nedeniyle gözaltına alınan Fatim el Musa hakkında savcılık serbest bırakma kararı verdi. Ancak Musa, emniyet tarafından idari gözetim ve sınır dışı talebiyle Göç İdaresine teslim edildi. Bir buçuk aydır Çatalca Geri Gönderme Merkezinde tutulan Fatim el Musa, bir hafta önce Suriye’ye gönderildi.
BEŞ ÇOCUK KİMSESİZ KALDI
Anne Fatim’in sınır dışı edilmesiyle birlik yaşları 18, 16, 9, 6 ve 4 olan beş çocuk kimsesiz bir şekilde Türkiye’de kaldı. Ailenin babası olan Hussein Jassem ise eşinin geri gönderme merkezine alınmasından dört gün sonra kalp krizi geçirdiği için yoğun bakıma kaldırıldı. Üç gün önce hayatını kaybeden Hüsein’in beş çocuğu yetim kaldı.
Avukat Karagöz, eşi yoğun bakımda olan bir kadının çocukları kimsesiz bırakılarak sınır dışı edilmesine dikkat çekti:
"Müvekkilin eşi yoğun bakımda tedavi altındaydı ancak aynı tarihlerde müvekkilin eşi de vefat etmiştir. Müvekkilimizin kendi rızası ile gönüllü geri dönüş formunu imzalamadigi açıktır, en küçüğü 4 yaşında 5 çocuk annesi müvekkilimiz eşi ölüm döşeğindeyken gönüllü olarak geri dönüş formunu imzalaması akla mantığa aykırıdır. Geri Gönderme yasağı ihlal edilmiş ve müvekkilimiz hukuka aykırı şekilde sınır dışı edilmiştir."
Fatim el Musa’nın avukatı Yağmur Karagöz, müvekkili hakkında soruşturma süreci devam ederken, sınır dışı edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ifade etti.
SORUŞTURMA DEVAM EDERKEN SINIR DIŞI EDİLDİ
"Müvekkilimizin soruşturma dosyası hali hazırda devam etmektedir. Savcılık makamı müvekkilin serbest bırakılması doğrultusunda karar vermiş ve müvekkil serbest bırakılmıştır. Ancak yabancı uyruklu olması hasebiyle geri gönderme merkezine gönderilmiş ve hakkında sınır dışı kararı verilmiştir. Soruşturma başlar başlamaz sınır dışı kararı verilmesi açıkça adil yargılanma hakkının ve masumiyet karinesinin ihlalidir. Sınır dışı kararına karşı açmış olduğumuz iptal davası, İstanbul 18. İdare Mahkemesi 2024/3809 E. Sayılı dosya ile devam etmektedir. Buna karşın beş çocuklu müvekkilimiz önce Çatalca Geri Gönderme Merkez'ine sonra Kütahya Geri Gönderme Merkez'ine sevk edilmiş akabinde zorla imza attırılarak Hatay Cilvegözü sınır kapısından sınır dışı edilmiştir."
'ANNEME İHTİYACIMIZ VAR'
Ailenin en büyük çocuğu olan Üsame el Musa geçici işlerde çalışarak kardeşlerine bakmaya çalışıyor. Musa, “Bizi haksız yere annemden ayırdılar. Sınır dışı edildiğini ülkeden çıkarıldıktan sonra öğrendik. Suriye’de Halep’e giden annemiz, bizi arayarak Suriye’de olduğunu söyledi. Halep’teki evimiz savaş sonucunda yıkılmıştı, annemin orada kalacak yeri yok” dedi. Üsame, annesinin zor durumundan çok kardeşlerinin annesine çok ihtiyacı olduğunu, kardeşlerine baktığı için para kazanamadığını söyledi.
'GÖÇ İDARESİ AİLE BİRLİĞİNE DİKKAT ETMİYOR'
Avukat Yağmur Karagöz, müvekkili hakkında tutuklama kararı olmamasına rağmen adli süreç yürütüldüğü için geri gönderme merkezine alındığının altını çizdi.
“Göç İdaresinin hukuksuz yürüttüğü süreçlerden bir tanesi de, hakkında olumsuz bir karar verilmemiş olan göçmenlerin sırf adli süreç yürütüldüğü gerekçesiyle geri gönderme merkezine alınması. Aile şartları göz önüne alınmadan yürürlüğe konan bu uygulamalar birçok göçmen aileyi mağdur ediyor.”
Avukat Karagöz, avukatı olan göçmenlerin dahi avukatlarına haber verilmeden sınır dışı edildiğini, sınır dışı kararının durdurulması için başvurulacak, mahkeme yolunun bu şekilde kapatıldığını ifade etti.
https://www.karar.com/guncel-haberler/babalari-oldu-anneleri-sinir-disi-edildi-5-yetim-cocuk-turkiyede-1922985
7 Ocak
Sema Kızılarslan: "Türkiye'de ırkçı cinayetler/suçlar işlenmiyor " diyenler izlesin, belki utanırlar
İstanbul Esenyurt’ta 17-18 yaşlarındaki bir grup Türk genç, sağır ve dilsiz 10 yaşındaki Suriyeli bir çocuğa kabloyla işkence etti, kulağını penseyle kesmeye çalıştı. Ve bu vahşiliği yaparken video çektiler. "Türkiye'de ırkçı cinayetler/suçlar işlenmiyor " diyenler izlesin, belki utanırlar.
https://x.com/semaklsn/status/1876593225353277751?t=v5ZxPqg3lVf01uF6878Okg&s=08
8 Ocak
Sağır ve dilsiz çocuğa işkence yapan iki kişi tutuklandı (T24)
İstanbul Esenyurt'ta sağır ve dilsiz bir çocuğa işkence uygulayan F.D. (20) ve F.K. (17) isimli 2 şüpheli çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
6 Ocak'ta Esenyurt Örnek Mahallesi'nde meydana gelen olayda, F.D. ve F.K. isimli 2 şüpheli, sağır ve dilsiz çocuğu internet kafedeki boş bir odaya kapattı.
Önce kablo ve sopayla çocuğu darbeden 2 şüpheli daha sonra penseyle kulağını kesmeye çalıştı. Şiddet uyguladıkları anları ise 14 yaşındaki K.Ö.'ye cep telefonu kamerasıyla kaydettiren kişiler, görüntüleri çocuğun ağabeyine göndererek "şikayet edersen sana da böyle yaparız" diyerek tehdit etti
Ağabeyin sosyal medyada paylaştığı görüntüleri ihbar olarak kabul eden Esenyurt Asayiş Büro Amirliğine bağlı ekipler olayı gerçekleştiren F.D. ve F.K.'yı gözaltına aldı.
Emniyetteki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler çıkarıldığı mahkemece 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama' suçundan tutuklandı.
https://t24.com.tr/haber/sagir-ve-dilsiz-cocuga-iskence-yapan-iki-kisi-tutuklandi,1208472
9 Ocak
İlke TV, Taha Elgazi ile röportaj yaptı
Suriyeli göçmenler ve Suriye’deki son gelişmeler konuşuldu
https://www.youtube.com/watch?v=SDcfqKTFQSA
10 Ocak
UMHD: Esed rejimi sonrası Suriye’ye göç ve ülke içinde yerinden edilenler raporu
Bu rapor, Uluslararası Mülteci Hakları Derneği tarafından hazırlanmış ve Suriye’nin rejim sonrası yeniden yapılanma sürecine ilişkin derinlemesine bir analiz sunmaktadır. Suriye’deki mevcut durum, yıllar süren çatışmaların yarattığı insani krizler, ekonomik zorluklar ve altyapısal yıkımlarla şekillenen bir tablo çizmektedir. Bu rapor, savaşın bıraktığı ağır mirasın nasıl aşılabileceğine dair somut çözüm önerileriyle donatılmış bir rehber niteliği taşımaktadır.
Raporumuz, Suriye’deki yerinden edilmiş kişiler (IDP), Türkiye’de geçici koruma altında bulunan kişiler, komşu ülkeler ile Avrupa’da bulunan Suriyeli mültecilerin güvenli, onurlu ve sürdürülebilir şekilde geri dönüş süreçlerine odaklanmaktadır. Saha çalışmaları, anketler ve yerel halkla yapılan detaylı görüşmelerle desteklenen bu rapor, geri dönüşlerin önündeki engelleri tespit etmekte ve sürdürülebilir politikalar geliştirmek için sağlam bir temel oluşturmaktadır.
Raporun içeriği, aşağıdaki temel başlıkları kapsamaktadır:
● Suriye’nin rejim sonrası altyapı, ekonomi ve sosyal yapıdaki mevcut durumu,
● Yerinden edilmiş kişiler ve mültecilerin karşılaştığı zorluklar,
● Barış, güvenlik ve yeniden yapılanma sürecinin insani, ekonomik ve toplumsal boyutları,
● Uluslararası iş birliğinin önemi ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda öneriler.
Saha çalışmalarından elde edilen bulgular ışığında, Halep, İdlib, Hama, Humus ve Şam gibi kritik bölgelerdeki yıkımın boyutu detaylı şekilde ele alınmıştır. Elektrik, su, eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlere erişimin sınırlılığı, toplumsal düzenin yeniden tesis edilmesini zorlaştırmaktadır. Ekonomik faaliyetlerin durma noktasına gelmesi, tarım ve sanayi sektörlerindeki çöküşle birleşerek halkın yaşam koşullarını daha da zor hale getirmiştir. Raporumuz, bu sorunlara yönelik çözüm önerileri sunarak halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması ve bölgesel istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Uluslararası toplumun desteği, Suriye’nin yeniden yapılanma sürecinin başarısı için hayati bir öneme sahiptir. Bu rapor, yalnızca savaş sonrası yıkımın etkilerini analiz etmekle kalmamakta, aynı zamanda yeniden yapılanma ve barış inşası için bir yol haritası sunmaktadır. Geri dönüşlerin gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde gerçekleşmesi; ulusal liderlik, uluslararası iş birliği ve sürdürülebilir kalkınma projelerinin bir arada yürütülmesiyle mümkün olacaktır.
Suriye’nin geleceği için hepimize düşen görevler vardır. Bu raporun, gerek karar alıcılar gerekse uluslararası kuruluşlar için yol gösterici olmasını ve barışçıl bir geleceğe katkı sağlamasını temenni ederiz. Suriye halkının umutla yeniden ayağa kalkacağı, adalet ve huzurun hâkim olduğu bir gelecek inşa etme sürecinde, birlikte daha güçlü olduğumuza inanıyoruz.
Uluslararası Mülteci Hakları Derneği
https://umhd.org.tr//page/geri-donus-ve-ulke-icinde-yerinden-edilenler-raporu/8883
11 Ocak
BM'den Suriye'ye yardım için 73 milyon dolarlık fon çağrısı (DW Türkçe)
Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü (IOM) yıllarca süren iç savaşın ardından geçiş sürecine giren Suriye için talep ettiği maddi yardım miktarını artırdı. IOM, geçen ay açıkladığı 30 milyon dolarlık tutarı 73,2 milyon dolara yükselttiğini duyurdu.
Bu fonun önümüzdeki altı aylık süre zarfında Suriye genelinde 1,1 milyon insana yönelik yardımda kullanılması hedefleniyor.
"Bu tarihi anda" Suriye halkına yardım etmek istediklerini belirten IOM Genel Direktörü Amy Pope, "Suriye için daha iyi bir gelecek inşa edilmesine yardımcı olmak amacıyla tüm ortaklarla çalışırken, ülke genelindeki savunmasız topluluklara yardım edebilmek için de insani destek ve toparlanma konusundaki derin tecrübemizi sunacağız" dedi.
IOM, Şam'dan 2020'de çıkmadan önce 20 sene boyunca orada çalışmış olmanın getirdiği tecrübe ve son 10 yılda Suriye'nin kuzeybatısına yardım ulaştırılırken gerçekleştirilen sınır ötesi faaliyetlerin getirdiği güvenle bu ülkede yeniden varlığını tesis etmek istediğini duyurdu.
Fon nasıl kullanılacak?
Talep edilen fonla, "yerinden edilmiş ve geri dönen gruplar dâhil, en büyük risk altındaki ve en savunmasız topluluklara acil yardım sağlanmasının" amaçlandığı açıkladı. Söz konusu fon, temel yardım malzemeleri, nakit para, barınak, korunma desteği, su, sanitasyon, hijyen ve sağlık hizmetleri sağlanmasında kullanılacak.
Savaştan önce yaklaşık 22 milyon insanın yaşadığı Suriye'de, 14 yıl süren çatışmalar sırasında nüfusun yarısı evini terk etmek zorunda kaldı. İç savaş nedeniyle milyonlarca insan ya ülke içinde yer değiştirdi ya da yurt dışına kaçtı.
Birleşmiş Milletler (BM), 2025'in ilk yarısında yaklaşık bir milyon insanın Suriye'ye dönmesini bekliyor.
BM kayıtlarına göre, savaştan dolayı yurt içinde başka bir yere göç etmek zorunda kalan Suriyelilerden yaklaşık 500 bini 2024'te evine döndü.
https://www.dw.com/tr/bmden-suriyeye-yard%C4%B1m-i%C3%A7in-73-milyon-dolarl%C4%B1k-fon-%C3%A7a%C4%9Fr%C4%B1s%C4%B1/a-71255544
12 Ocak
Göçmenlerle Kardeşiz İnisiyatifi, Kumkapı İl Göç İdaresi önünde eylem yaptı
Göçmenlerin haklarını savunmak ve yaşadıkları sistematik hukuksuzlukları gündeme getirerek, giderilmesini talep etmek için yapılan eylemde, toplumda göçmenlere yönelik ırkçılık ve ayrımcılık söylemini üreten faşist odakların karşısında “göçmenlerle kardeşiz” demeye çağırıldı.
Eylemde okunan basın açıklaması şöyle:
“Geçtiğimiz temmuz ayında gerçekleşen Kayseri olayları akabinde benzer bir pogromun tekrar etmemesi için bir araya gelmiş Göçmenlerle Kardeşiz inisiyatifi olarak bugün burada toplandık. Zira son günlerde zorla deport edilen 6 çocuklu Fatim Elmusa, Çatalca Geri Gönderme Merkezi'nde düşük yapan Özbek Ozodo Dzhabbarova ve Harran Geçici Barınma Merkezi'nde tutulan işitme ve konuşma engelli Rebel Muhammed gibi pek çok vaka ile adını sık duyduğumuz Göç İdareleri, Geri Gönderme ve Geçici Barınma Merkezleri'nde, insan hak ve hürriyetleri konusunda ciddi şekilde ihlaller meydana gelmektedir. Saydığımız bu kurumlarda sorumlu ve görevli kişilerin gerçekleştirdiği bu keyfi ihlaller münferit olaylarla sınırlı kalmaktan çıkmıştır. Sistematik şekilde, hatalı göç politikalarının ve bir takım keyfi uygulamaların mağdurları olan göçmen kardeşlerimizin yalnız olmadıklarını ve onlarla dayanışma içinde olduğumuzu beyan ediyoruz.
https://x.com/gocmenlerle/status/1878436746423152739