Haberler

Göçmenlerin Gündemi (26 Mayıs – 1 Haziran)

Göçmenlerin Gündemi (26 Mayıs – 1 Haziran)
03.06.2025

28 Mayıs

Alisher Tursunov’un suçu neydi? – Atilla Yayla (Türkiye Gazetesi)

Ne yazık ki Türkiye’deki sığınmacılara yapılan muameleler bazen Erdoğan'ın yaptığı açıklamalarla çelişebiliyor. Bu tür vakalardan biri Özbekistanlı âlim Alisher (Alişir) Tursunov’un başına geldi. Bu konuda Av. Kaya Kartal’dan gelen bir bilgi notunu okuyucularımla paylaşmak istiyorum:

Özbekistan’ın tanınmış âlimlerinden Alisher Tursunov (Mübeşşir Ahmed), 7 Mayıs 2025’te gözaltına alınmıştı. Emniyet tarafından serbest bırakılmasına rağmen hukuka aykırı biçimde yeniden Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) yerleştirildi. Bu tarihten itibaren kendisinden haber alınamamış, yetkililerin çelişkili açıklamaları, Tursunov’un Özbekistan’a gönderildiğine dair ciddi endişelere yol açmıştır. Ne yazık ki bu endişeler doğru çıkmış; Özbekistan İçişleri Bakanlığı, 10 Mayıs 2025 Cumartesi günü Tursunov’un ülkeye getirildiğini ve “dinî materyal yaymak” ile “kamu güvenliğine tehdit oluşturmak” suçlamalarıyla tutuklandığını açıklamıştır.

Alişir Hoca 28 Aralık 2023 tarihinde de Özbekistan kaynaklı bir suç isnadıyla evinden alınmıştı. Hakkında takipsizlik kararına rağmen bu isnat gerekçe gösterilerek, İstanbul İl Göç İdaresi tarafından sınır dışı ve idari gözetim kararı verilmişti. 31 Aralık 2023’te bu işleme karşı dava açılmış, yaklaşık iki ay GGM’de tutulduktan sonra İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla serbest bırakılmıştı.

GİB, Tursunov hakkında “kamu düzeni ve güvenliği için tehdit oluşturduğu” gerekçesiyle sınır dışı kararı alındığını belirtmiştir. Ancak, bu iddianın ne Türkiye Cumhuriyeti yetkili kurumları ne de uluslararası kamuoyu nezdinde hukuki ve somut bir temeli bulunmaktadır. Tursunov’un Türkiye’de, Özbekistan’da ya da başka bir ülkede kamu düzenini bozacak herhangi bir eylemi veya kesinleşmiş bir suç hükmü bulunmamaktadır. Bilinen gerçek, sürecin Özbekistan makamlarınca iletilen, yargı denetiminden geçmemiş istihbarat bilgilere dayanarak başlatıldığıdır.

Oysa, düşünce suçu, siyasi suç veya bu tür suçlarla bağlantılı fiillerde iade yapılması, 6706 sayılı Cezaî Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca açıkça yasaktır. Aynı şekilde, geri gönderme yasağı kapsamında olan kişilerin risk altındaki ülkelere iadesi ya da sınır dışı edilmesi, Cenevre Sözleşmesi’nin 33. maddesi ile 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca da hukuken mümkün değildir.

Tursunov’un durumu bir sınır dışı işleminden ziyade, hukuka aykırı biçimde iade edildiğini göstermektedir. Göç İdaresi ve güvenlik bürokrasisi, ağır ceza mahkemesinin kararıyla yürütülmesi gereken iade sürecini yandan dolanarak, “sınır dışı” adı altında fiilen iade işlemini gerçekleştirmiştir. Oysa suçlu iadesi için mahkeme kararı gerekir ve bu karar Dışişleri ve İçişleri Bakanlıklarının görüşü, Adalet Bakanı’nın teklifi ve Cumhurbaşkanının onayı ile yürürlüğe girebilir. Buna karşılık sınır dışı işlemi, yalnızca idari kararla yapılabilmektedir ve bu nedenle çok daha kolay uygulanabilir bir yöntemdir. Ancak idari işlem yoluyla yapılan bu tür iadeler açıkça hukuka aykırıdır.

Nitekim, İstanbul 15. İdare Mahkemesi, 27 Şubat 2025’ta (2023/146 E., 2025/1045 K.) Tursunov hakkında verilen sınır dışı kararının iptaline hükmetmiştir. Buna rağmen GİB, başka bir tarihte verilmiş ret kararına dayanarak sınır dışı işlemini gerçekleştirdiğini açıklamıştır. Mahkemece iptal edilmiş bir kararın yerine başka bir ret kararına dayanılarak işlem yapılması mümkün değildir. Kaldı ki bahse konu ret kararını görme imkânımız olmadıysa da bunun iptal kararı verilen 2023 tarihli davadan sonra 2024 yılında açıldığı ve bu bakımdan derdest bir dava devam ettiği için zaten görülmemesi gereken bir dava olduğu bilgisi de edinilmiştir.

Göç İdaresi’nin diğer bir uygulaması, mahkemelerce iptal edilen sınır dışı kararlarından sonra kişiye yeniden tahdit kodu eklemek ve yeni bir sınır dışı kararı tesis etmektir. Böylece arzu edilen sonucu veren bir mahkeme kararı alınana kadar işlem sürdürülmekte, Türkiye’ye sığınan kişiler fiilen yaşayamaz hâle getirilmektedir. Hakkında sınır dışı kararı iptal edilen, kodları kaldırılan ve serbest bırakılan mültecilerin oturma izni alması gerekirken, idare bu izni vermemekte; kişileri yeniden “düzensiz göçmen” statüsüne sokarak GGM’lere kapatmaktadır. Hatta Anayasa Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararları dahi Göç İdaresi tarafından dikkate alınmamaktadır...

Ne yazık ki bu tür yanlışlar azalmıyor, artıyor. Bence Erdoğan, bürokratları bu meselede kendisinin gösterdiği istikamette bir politika izlemeleri için uyarmalı.

https://www.turkiyegazetesi.com.tr/kose-yazilari/atilla-yayla/alisher-tursunovun-sucu-neydi-648527

 

28 Mayıs

15 yaşındaki Suriyeli çocuğu Okul bahçesinden kaçırıp işkence etmişlerdi: Vahşetin failleri hakim karşısında

Gaziantep'te 9 Ocak 2024'te gerçekleşen olayda 3 kişi, bir çocuğu okul bahçesinden kaçırarak işkencelerde bulunmuştu. Çocuğu kırsal alanda öldüğünü düşünerek bırakan zanlıların yargılanmasına başlandı. Olayın sanıkları hakim karşısına çıktı. Mağdurun avukatı Gülden Sönmez yaşananları anlattı.

A.Z, 3 şahıs tarafından planlı olarak okulundan kaçırılarak, şiddetli bir şekilde dövüldü. Daha sonrasında naylon poşetleri yakıp çocuğun cildine damlatan, vücudunda sigara söndüren, işkence eden failler, çocuğa akıl almaz işkencelerde bulunarak cinsel istismarda bulunmuşlardı.

Saldırganlar işkence ettikleri 15 yaşındaki A.Z'yi öldü zannederek kırsalda ölüme terk etmişti.

Yaşanan vahşetle ilgili Gaziantep 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşması 28 Mayıs 2025 Çarşamba günü yapıldı.

İnsan Hakları kuruluşları, mülteci hakları kuruluşları, çocuk hakları kuruluşları, baro temsilcileri vb. ilgili kişi ve kuruluşların takibinde olan dava devam ediyor, bir sonraki duruşma 17 Eylül’de yapılacak.

https://www.habervakti.com/15-yasindaki-suriyeli-cocugu-okul-bahcesinden-kacirip-iskence-etmislerdi-vahsetin-failleri-hakim-karsisinda

 

29 Mayıs

Milletvekili Sevda Karaca 15 yaşındaki Suriyeli çocuk A.Z için Meclis’te açıklama yaptı

9 Ocak 2024’te Gaziantep’te 15 yaşındaki Suriyeli çocuk A.Z., üç kişi tarafından okul çıkışı kaçırıldı. Dövüldü, vücuduna eritilmiş plastik damlatıldı, sigara söndürüldü ve cinsel işkenceye uğradı. Ve ne yazık ki bu olay tek değil. A.Z. için, Emir Baki için, tüm çocuklar için… Irkçılığa, cezasızlığa, ayrımcılığa karşı ses olmak için, hem dava sürecini takip edeceğiz hem de dayanışma içinde olacağız.

https://x.com/sevdakaraca/status/1927593743877554432

 

29 Mayıs

Milletvekili Özgül Saki, GGM’lerle ilgili Meclis kürsüsünde konuşma yaptı

“Gün geçmiyor ki geri gönderme merkezlerinden hak ihlalleri, geri gönderme merkezi çalışanlarının göçmenlere yaptığı insanlık dışı muameleler önümüze gelmesin.

Çatalca'dan, Urfa'dan bize kadınlar sesleniyorlar ve diyorlar ki: "Burada bırakın odaların dolu olmasını, yatak yok. Yatak yok, tuvaletin önünde, yatağın üstünde yatıyoruz birçoğumuz." Ayrıca, taciz, saldırı, işkence ayyuka çıkmış vaziyette.

12 Nisan’da İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bir açıklama yapıyor, diyor ki: "Bizim Göç İdaremiz dünyaya örnek oldu." Bunlar gerçekten yani mahcup edici şeyler, insanın yüzünün kızarması gerekir.

Göç İdaresi Başkanlığının ırkçı, yabancı düşmanı uygulamaları sonucunda geri gönderme merkezleri âdeta toplama kampları hâline dönmüştür, derhâl müdahale etmek gerekir.

Taha Elgazi, Suriyeli, Türkiye vatandaşıydı, insan hakları birlikte birçok alanında çalışma yaptık, arkadaşımız, dostumuz,

16 Mayıs Cuma günü evinden alınıyor -biz yirmi dört saat ulaşamadık kendisine, başına ne geldiğini bilmiyorduk- ve kırk sekiz saat geçmeden -hakkında ne zaman soruşturma yaptınız ne zaman mahkeme kararı, yok- zorla geri gönderildi, şu anda Suriye'de.

Buna benzer o kadar çok vaka var ki şimdi saymakla bitmez.

Hemen biraz önce elime gelen bilgi: Dün gece İstanbul'da 3 LGBTİ+ aktivisti Onur Haftası için çağrı yapıyorlar ve gözaltına alınıyorlar. Gözaltına alınanlardan birisi Almanya vatandaşı Meret Pia Willhalm şimdi karakolda, hiçbir suçu yok, hakkında hiçbir mahkeme kararı yok, sınır dışı edilmeye çalışılıyor.

Geri gönderme merkezleri, herhangi bir canlının yaşayamayacağı ortamlardan. Hukukçular ulaşamıyor, avukatların raporlarına bakın, aklınız durur. Biz geri gönderme merkezlerinde görüşemiyoruz, görüştürülmüyoruz orada kalanlarla.

Zaten oradakiler tehdit, şantajla orada kalırken konuşamıyor ancak geri gönderme merkezinden çıkıp başka başka ülkelere gittiklerinde konuşabiliyorlar. Artık bu geri gönderme merkezlerindeki bu duruma Meclis seyirci kalmasın, derhâl buna müdahale edin.

https://x.com/ozgulsakii/status/1927730099010293914?s=46&t=U8xvGe2vHOD3XVtz_XNA4A

 

30 Mayıs

Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin sayısında son dönemde nasıl bir değişim yaşandı? (BBC Türkçe)

Türkiye'de geçici koruma statüsüyle bulunan Suriyelilerin sayısı, 2021 yılından beri düşüyor.

Suriye'de Beşar Esad yönetiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden sonra ise Suriyeli göçmenlerin ülkelerine dönüşünün hızlanıp hızlanmayacağı gündeme geldi.

Süreçteki geri dönüşlerle ilgili son güncel resmi verileri Perşembe günü açıklayan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yönetim değişikliğinden bu yana geri dönüş yapanların sayısının 250 bin 64 kişi olduğunu belirtti.

Hem bu ve benzeri açıklamalar hem de İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi'nin güncel verileri üzerinden Türkiye'deki Suriyelilerin sayısıyla ilgili son durumu inceledik.

Türkiye'de kaç Suriyeli yaşıyor?

Türkiye'deki Suriyelilerin çok büyük bir bölümü geçici koruma statüsüyle yaşıyor.

Göç İdaresi'nin verilerine göre bu statüdeki Suriyelilerin sayısı, 2011 ile 2021 arasındaki 10 yıllık dönemde, 2019'daki küçük bir düşüş dönemi dışında, sürekli arttı. 2021'de sayı, en üst seviye olan 3 milyon 737 bin 369'a ulaştı. Ancak 2021'den sonra sayı sürekli düştü.

Göç İdaresi'nin sitesindeki en güncel veri 22 Mayıs 2025 tarihine ait. Bu tarih itibarıyla Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin sayısı 2 milyon 723 bin 421.

Kaç Suriyeli ülkesine döndü?

İçişleri Bakanı Yerlikaya Perşembe günü yaptığı açıklamada, 2016'dan bu yana gönüllü olarak ülkelerine dönen Suriyeli sayısının 1 milyon 126 olduğunu belirtti.

Suriye'de 8 Aralık 2024'te Beşar Esad yönetimi devrilmiş, ilerleyen süreçte Ahmed Şara, geçiş yönetiminin devlet başkanı olmuştu. Yerlikaya, 9 Aralık 2024'ten bu yana geri dönüş yapanların sayısının 250 bin 64 kişi olduğunu söyledi.

İçişleri Bakanı, aynı zamanda 26 bin - 27 bin civarında gitmek için hazırlık yapan Suriyeli göçmenin olduğunu da belirtti. Yerlikaya, "Okullar kapanacak. Yaz tatili... Görüştüklerimiz, istişarelerimiz, Suriyeli STK'lar, onların paylaşımları, ifadeleri, bunun daha da artacağı yönünde" dedi.

Hükümet yetkilileri, geri dönüşleri "gönüllü, güvenli, onurlu" kavramlarıyla tanımlıyor. Bugüne kadar çeşitli ulusal ve uluslararası insan hakları örgütleri ise geri dönüşlerde zorla gönüllü dönüş evrakı imzalatılması gibi hak ihlalleri olduğunu açıkladı.

Suriyelilerin illere göre dağılımı nasıl?

Göç İdaresi'nin güncel verilerine göre İstanbul, Türkiye'de en fazla Suriyelinin yaşadığı kent olmaya devam ediyor. Şehirde, geçici koruma statüsündeki 437 bin 687 Suriyeli yaşıyor.

İstanbul'u Gaziantep, Şanlıurfa, Adana, Hatay, Mersin, Bursa, Konya, İzmir ve Ankara takip ediyor.

Gaziantep'te 381 bin 24, Şanlıurfa'da 236 bin 901, Adana'da 201 bin 877, Hatay'da 190 bin 575, Mersin'de 171 bin 906, Bursa'da 157 bin 968, Konya'da 112 bin 577, İzmir'de 109 bin 327, Ankara'da ise 79 bin 387 Suriyeli yaşıyor.

Cinsiyet ve yaş dağılımı nasıl?

Göç İdaresi'nin verilerine göre Türkiye'deki Suriyelilerin 1 milyon 405 bin 671'i erkek, 1 milyon 317 bin 750'si kadın.

Yaş ortalaması açısından bakıldığında ise 0-4 yaş arasındakilerin sayısı 390 bin 292, 5-17 yaş arasındakilerin sayısı 931 bin 872, 18-64 yaş arasındakilerin sayısı 1 milyon 355 bin 940, 65 yaş üstündekilerin sayısı ise 45 bin 317.

22 Mayıs itibariyle Türkiye'de yakalanan Suriyeli düzensiz göçmen sayısı 7 bin 917 oldu. Yakalanan düzensiz göçmenler listesinde ilk sırada 17 bin 877 sayısıyla Afgan göçmenler bulunuyor.

Ali Yerlikaya'nın açıkladığı son verilere göre resmi olarak Türkiye'de bulunan toplam yabancı sayısı 3 milyon 988 bin 157. Bakanın açıklamalarına göre bu kişilerin Suriyeliler dışındaki bölümünü, 1 milyon 104 bin 385 ikamet izni ile ülkede bulunan yabancılar, 172 bin 602 ise uluslararası koruma altındaki yabancılar oluşturuyor.

https://www.bbc.com/turkce/articles/c0j7ex3ndl3o

 

30 Mayıs

ABD'nin günde 3 bin göçmeni tutuklama planı (DW Türkçe)

ABD'deki Trump yönetimi, yasa dışı göçmenlere karşı daha da agresif bir politika yürütmeye hazırlanıyor.

İngiltere merkezli The Guardian gazetesi ve ABD merkezli haber portalı Axios'a göre ABD yönetimi, kolluk kuvvetlerine yasadışı göçmenlere karşı daha sert bir tutum sergilenmesi için talimat verdi. Bu iki yayın kuruluşunda yer alan haberlerde, ABD yönetiminin gelecekte günde 3 bin yasa dışı göçmeni tutuklamayı planladığı belirtildi. Bu, yılda 1 milyon tutuklamanın hedeflendiği anlamına geliyor. ABD'de şu anda günde 800 ile bin 200 yasadışı göçmen yakalanıyor.

Söz konusu talimatların Gümrük ve Muhafaza Dairesi (ICE) temsilcilerine, Beyaz Saray’da Genelkurmay Başkan Yardımcısı Stephen Miller ve İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem ile 21 Mayıs'ta yapılan bir toplantıda iletildiği bildirildi. Toplantıda gerginlikler yaşandığı da belirtiliyor.

ICE kurumundaki iki üst düzey yetkili, daha önce belirlenen standartları karşılayamadıkları için geçen Şubat ayında görevlerinden alınmıştı. Yeni talimatlarla kurum üzerindeki baskının artması bekleniyor. Alınan kararlar uyarınca ICE artık tutuklama ve sınır dışı etme operasyonlarına yerel polis yetkililerini de dahil ediyor.

Sınırdışı kararları hukuken tartışmalı

Göreve gelmesinden bu yana göçmenlere karşı sert bir tutum izleyen ABD Başkanı Donald Trump, seçim kampanyası sırasında 20 milyon kadar göçmenin sınırdışı edileceğini duyurmuştu. Ancak Trump'ın hukuken de tartışmalı bu hedefe ulaşması gerçekçi bulunmuyor. Zira acele ile alınan sınırdışı kararlarının bir kısmı yargıdan geri dönüyor.

Tartışmalı uygulamalar arasında doğrudan mahkeme binasında yapılan tutuklamalar da yer alıyor. The Guardian'ın haberine göre ABD Göçmenlik Konseyi Politika Direktörü Nayna Gupta, "Donald Trump yönetiminin kurallara ve prosedürlere uyan yabancı uyruklu kişileri duruşma sırasında tutuklama gibi eşi benzeri görülmemiş adımlar attığını görüyoruz" dedi. Gupta sözlerini "Günde belli bir tutuklama sayısına ulaşmak için canla başla çalışıyorlar. Ve vatandaş olmayanları kolayca ve hızlı bir şekilde bulabilmelerinin tek yolu adliyelere gitmek" diye sürdürdü.

İç Güvenlik Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin ise eleştirilerle ilgili "Bakan Noem'in liderliğinde, Başkan Trump ve Amerikan halkının, suçlu kaçak göçmenleri tutuklayıp sınır dışı etme ve Amerika'yı güvenli hale getirme görevini yerine getiriyoruz" açıklamasını yaptı.

ABD hükümeti, göçmenlere yönelik sert önlemlerinin yanı sıra giderek daha fazla öğrenciyi de hedef alıyor. Üniversitelerin yabancı öğrenci kabul etmesini engellemek istiyor.

https://www.dwturkce1.com/tr/abdnin-g%C3%BCnde-3-bin-g%C3%B6%C3%A7meni-tutuklama-plan%C4%B1/a-72731642