Haberler

Göç Masasında “Arap Ülkelerinden Gelen Akademisyenler” konuşuldu

Göç Masasında “Arap Ülkelerinden Gelen Akademisyenler” konuşuldu
18.05.2024

Göç Masası programında, Prof. Dr. Bekir Berat Özipek ve Araştırmacı Hilal Köroğlu Medipol Üniversitesi tarafından 2021 yılında hazırlanan “Arap Ülkelerinden Gelen Akademisyenler Çalıştay Raporu”nu değerlendirdiler. Yapılan tespitler şöyle:

“Türkiye’ye önemli bir göç yaşandı. Bizler akademisyeniz, buraya gelen göçmen akademisyenlerle ilgilenmek zorundayız. Türkiye’de akademi bu konuda çok iyi sınav vermedi.

Akademisyenler başka ülkelere zorunlu göç ettiğinde gittikleri ülkede dayanışma sağlanır. Bu noktada biz de dayanışma olması için, mevcut durumu, sorunları tespit edip, çözüm önerileri oluşturmaya çalıştık.

Bazı akademi yöneticileri, gelenler Arap olduğu için faydaları bir yana varlıklarını dışlıyor. Bazı akademi yöneticileri da akademisyenleri elde tutamadıkları için hayıflanıyorlar.

Göçmenlerin mesleklerini yapmalarına izin vermiyoruz, pek çok bariyer koyuyoruz. Üniversiteler Suriyeli Mısırlı akademisyenlerden yararlanmıyorlar, bazıları ideolojik körlüklerinden, bazıları habersiz olduklarından. Bir de lonca mantığı var, dışardan mesleğimize kimseyi almayalım mantığı var.

Bunu doktorlara da yapıyorlar. Hatta eğitimini Türkiye’de yapmış Arap doktorlara bile engel çıkarıyorlar.

Biz 2016 yılında da Arap ülkelerinden gelen akademisyenlerle ilgili bir çalıştay yapmıştık. 2016’dan 2021’e geçen 5 yılda ne değişti, görmek istedik. Maalesef çok fazla bir şeyin değişmemiş olduğunu gördük. Muhtemelen bu süreçte biz de eksik kalmış olabiliriz, yeterince bu konu üzerine gitmemiş olabiliriz.

Akademisyenlik bilgileri bir yana, Arapça eğitim için bile bu insanlardan yararlanamadık. Bugün gündelik pratik konuşmada zorluk çeken Arapça öğretmenlerimiz var, ama göçmen akademisyenlerden bu eksikliğimizi gidermek için yararlanamadık.

Buraya göç eden akademisyenlerden diploma temini konusu önemli bir problem. Diploması yanında olmayanlardan diploma geldiği ülke makamlarından elde etmesini istiyoruz, ama zaten kaçıp geldiği rejimden bunu istenmesi mantıklı değil.

Arapça dilinin daha yaygın eğitim konusu haline getirilmesi gerekir. Bunun için kaynak bu gelen akademisyenler. Ama önyargılar nedeniyle bu akademisyenlerin katkısı alınmıyor. Bunu özellikle devletin organize etmesi gerekir.

Önemli bir huşu da şu: Bu ülkeler düzeldiğinde, akademisyenler ülkelerine dönecekler. Burada iyi bir ortam yaratılırsa, döndüklerinde Türkiye için daha olumlu düşünmüş olacaklar.

Bir nükleer fizikçiye görevli memur “niye geldiniz” diye sorabiliyor. Bu akademisyen sonrasında İskandinavya’ya gitti.

Akademi için hangi ülkeden geldiği değil, standartlar önemlidir. Akademi, YÖK bu konuda çözüm için üretilen raporları göz önüne almalı, akademisyenlerin katkısı sağlanmalıdır. Göçmen akademisyenler de bunu yapmak istiyorlar.

5 yıl önceki araştırmamızda görmüştük, pek çok göçmen akademisyen burada kalmak istiyordu. Ama ikinci raporda bu akademisyenlerin bir kısmının artık burada olmadığını gördük.

Türkiye bu konuda elindeki fırsattan yararlanamıyor.

Elbette sadece akademisyenlerden değil, her türlü göçmen işgücünden yararlanmanın yolları bulunmalıdır.”

https://www.youtube.com/watch?v=MwDks_nH7Zs&t=7s