Haberler
Şanlıurfa’da, Suriyeli sığınmacıların uğradığı hak ihlalleri yetkililere iletildi
Sığınmacı Hakları Platformu’ndan Yıldız Önen ve Taha Elgazi; 23, 24 Kasım tarihlerinde Şanlıurfa’da sığınmacılarla ilgili toplantılar yaptılar. Şanlıurfa’da ikamet zorunluluğu bulunan Adem Maarastawi ile birlikte mülteci hakları örgütlerini, belediyeleri ve kamu kurumlarını ziyaret ettiler.
11 Ekim'de Şanlıurfa Barosu bir basın açıklaması yapmış, Şanlıurfa İl Göç İdaresi Müdürlüğü ve Geri Gönderme Merkezinde sistematik hale gelen ihlallere ve Suriyeli mültecilerin gerçekliğine dikkat çekmişti. Açıklamada, Baronun Göç ve İltica Merkezi tarafından saptandığı üzere, Suriyeli mültecilerin zorla sınır dışı edildikleri, avukatların çalışmalarına engel olunduğu bütün bu haksız ve adaletsiz uygulamaların bir an önce sonlandırılması gerektiği dile getirilmişti.
Yıldız Önen, Taha Elgazi ve beraberlerindeki heyet; Baronun açıklamasında belirtilen konuları görüşmek üzere, 23 ve 24 Kasım günlerinde, siyasi parti temsilcileri (hükümet+ muhalefet), Birleşmiş Milletlere bağlı kurumların temsilcileri ve bir dizi devlet kurumundaki yetkililerle ortak toplantılar gerçekleştirdi. Bu toplantılar şunlardır:
- Şanlıurfa Kent Konseyi Başkanı Mehmet Adil Saraç ile toplantı.
- Şanlıurfa Kent Konseyi Başkan Yardımcısı, Göç ve Mülteciler Çalışma Grubu Koordinatörü Handan Karataş ile toplantı.
- Şanlıurfa Belediyesi Göç ve Mülteciler Daire Başkanı Reşat Gündoğan ile toplantı.
- IOM (Uluslararası Göç Örgütü) merkez başkanları ve çalışanlar ile toplantılar.
- Ak Parti Şanlıurfa İl Başkan Yardımcısı, Seçim İşleri Başkanı ve Hayat Derneği Başkanı ile toplantı.
- EMEP Şanlıurfa İl Başkanı Cemalettin Özden ile toplantı.
- Şanlıurfa Barosu üyesi, Avukat Ömer Aslan ile toplantı.
Geri Gönderme Merkezlerinde yaşanan sorunlar
Urfa’daki devlet organlarının, partilerin ve uluslararası kurumların temsilcileri ile yapılan toplantılarda; Suriyeli mültecilerin Göç İdaresi ve Geri Gönderme Merkezi Müdürlüğü'nde karşılaştıkları, Şanlıurfa Barosu Göç ve İltica Merkezinde görevli avukatlar tarafından belgelenmiş ihlallerin aşağıda yer verilen ayrıntıları sunuldu:
Geri gönderme merkezinde, avukatların çeşitli şekillerde müvekkilleri ile görüşmesi engellenmektedir. Suriyeli mültecilerin geri gönderme merkezinde olmaması durumunda, nerede olduğu konusunda herhangi bir bilgi veya veri paylaşılmamaktadır. Suriyeli mültecilerin hakları ihlal edilmektedir. Tutuklu mültecinin dosyasına ilişkin olarak, avukatları ile müvekkilleri arasındaki görüşme genellikle birkaç gün ertelenmekte, sonrasında Suriyeli mülteci başka bir ildeki başka bir geri gönderme merkezine transfer edilebilmektedir.
Geri gönderme merkezinde çalışanlar, kilit personel sayısındaki eksiklikten şikâyetçiler. Bu kilit personelin birçoğunun, geçici koruma sistemi ile ilgili yasalar, mevzuat ve buna bağlı idari işlemler hakkında bilgisi eksiktir, bu sık sık vurgulanmaktadır. Ayrıca, Göç veya Geri Gönderme Merkezi Müdürlüğü'ndeki görevlilerin, Baro veya diğer yasal kurumlarla, Suriyeli mültecilerin bu merkezlerde karşılaştığı ihlalleri görüşmeye ve tartışmaya çok istekli olmadıkları görülmektedir.
Bazı Suriyeli mültecilerin kendileri hakkında idari tutukluluğun sona erdiğine dair mahkeme kararı aldıkları belgelendi, ancak mahkeme kararına rağmen, Göç İdaresi tarafından bir mültecinin geri gönderme merkezinde tekrar gözaltına alınmasına karar verildi. Bu karar hukuka aykırıdır, keyfidir.
Pek çok Suriyeli mülteci, gönüllü iade kâğıtlarını imzalamaları için, Geri gönderme merkezi çalışanları tarafından kitlesel ihlallere (psikolojik + fiziksel şiddete) maruz bırakıldı.
Ayrıca bazı mültecilere bu belgeler, gönüllü iade için rıza beyanı olduğu söylenmeden imzalatıldı. Onlara bu belgelerin makbuz (kişisel amaç) olduğu söylendi, içeriği belirtilmedi. Oysa herkesin imzalamadan önce belgenin içeriğini bilmeye hakkı vardır.
Göç İdaresi ve Geri Gönderme Merkezi müdürlükleri, herhangi bir sınır dışı kararı olmamasına ve avukatların sınır dışı edilmenin durdurulması talebinde bulunmasına rağmen, çok sayıda Suriyeli mülteciyi Kuzey Suriye bölgesine sınır dışı etti.
Ayrıca, Suriyeli bir mülteci imzalamayı reddettiğinde, onun adına gönüllü iade bildirilerinin başkaları tarafından imzalandığı belgelendi. Bu durum, mevcut yasanın açıkça ihlali demektir.
Tespit ve öneriler
Suriyeli mültecilerin yaşadıkları sorunların Göç İdaresi ve diğer devlet kurumları çalışanlarına aktarılması amacıyla düzenlenen bu toplantılar, Urfa’daki Suriyeli sivil toplum kuruluşu yöneticisinin katılımı ve katkılarıyla gerçekleşti. Siyasi parti (iktidar+ muhalefet) il başkanları, temsilcileri ve Büyükşehir Belediye Başkanlığından yetkililerle gerçekleştirilen bu toplantılarda, Suriyeli mültecilerin durumunun iyileştirilmesi için Suriyeli STK’lar ile işbirliğinin önemi vurgulandı.
Siyasi partilerden, yerel seçimler yaklaşırken herkese eşit davranmaları talep edildi. Tüm siyasi partilerin Suriyeli mültecilere insani olarak, siyasi olmayan bir konu olarak yaklaşmaları gerektiği belirtildi. Bunun yanı sıra, Suriyeli mülteci topluluğunun da siyasi akımlara ve partilere eşit mesafede olduğu vurgulandı.
Suriyeli kurumlar ve yöneticileri, Türkiye toplumunun tüm bileşenleriyle (siyasi, entelektüel, sosyal olarak) birlikte koordine olma fikrini ya da kendileri açısından gerekliliğini ifade ettiler. Bu bağlamda ön plana çıkan görüş, siyasi partilerin (hükümet + muhalefet) tüm temsilcileriyle iletişim kurmak ve bunu yaparken Suriyeli mülteci topluluğunu tüm siyasi akımlara karşı eşit mesafede tutmak olarak önerildi. Hiçbir siyasi parti ve akımın diğerine karşı desteklenmemesi gereğine işaret edildi.
Son olarak, Suriyeli mültecilerin yaşam şartlarını incelemek ve onların hangi göç idareleri ile onlara bağlı geri gönderme merkezlerinde ne tür ihlallere maruz kaldıklarını tespit etmek için, bu toplantıların farklı illerde de yapılması ve bulguların raporlanması konusunda bir kanaat belirginleşti.